Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2015/5676 E. 2015/15082 K. 18.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5676
KARAR NO : 2015/15082
KARAR TARİHİ : 18.11.2015

MAHKEMESİ : Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/04/2014
NUMARASI : 2013/227-2014/284

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davalı banka ile dava dışı Zonguldak………… San ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 05.10.2011 tarihli genel kredi sözleşmesine 75.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla müvekkilinin imza attığını, bu sözleşmeye istinaden kullanılan kredilerin düzenli olarak ödendiğini, müvekkilinin kredi sözleşmesi yapıldığı dönemde dava dışı borçlu şirketin ortağı olduğunu, fakat 14.02.2012 tarihinde ortaklıktan ayrılarak paylarını B. A.’na devrettiğini, davalı bankaya noterlik vasıtasıyla gönderilen ihtarname ile ortaklıktan ayrıldığı tarih olan 14.02.2012 tarihi itibariyle kefaletten doğan borcun bulunup bulunmadığının sorulduğunu, davalı bankanın 05.10.2011 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden kullanılan çek kredisinde gecikmenin olduğunu ve söz konusu sözleşme nedeniyle sorumluluğunun devam ettiğinin bildirildiğini, bu nedenle müvekkilinin ortaklıktan ayrılmasından sonra keşide edilen 19 adet çeke ilişkin 20.250,00 TL’yi ihtirazi kayıt koyarak davalı bankaya ödediğini, ortaklıktan ayrıldığı tarihte söz konusu kredi sözleşmesi nedeni ile borcun bulunmadığını, ortaklıktan ayrıldıktan sonra müvekkilinin kullanılan krediler nedeni ile sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek davalı bankaya ödenen 20.250,00 TL’nin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının hisselerini devrettiğini devir işleminden bir yıl sonra ihtarname ile bildirdiğini, genel kredi sözleşmesinin süresiz olması nedeniyle dava dışı firmanın daha sonra kullanmış olduğu kredilerin de bu sözleşmeye istinaden kullanıldığını, davacının ortaklık payını devretmesinin kefalet nedeniyle sorumluluğunu sona erdirmeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının şirket ortaklığından ayrılmasının kefaleti sonlandırmayacağı, davacı şirket ortağı olarak değil müşterek müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladığından kefalet limiti dahilinde sorumluluğu devam edeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 18.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.