Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2015/5666 E. 2015/14512 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5666
KARAR NO : 2015/14512
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22/10/2013
NUMARASI : 2013/39-2013/163

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi sonucu mahkemece dava esas değerinin temyiz kesinlik sınırı altında kaldığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine yönelik olarak verilen ek kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin özel otopark hizmetleri sunan bir tacir olduğunu, davacı bankanın alacaklı olduğu dava dışı üçüncü şahsa ait aracın trafik denetim elemanlarınca trafikten men edilerek 17.03.2010 tarihinde müvekkiline ait otoparka çekildiğini, söz konusu araca Büyükçekmece 3.İcra Müdürlüğü’nün 2010/5961 talimat sayılı dosyasında 23.09.2010 tarihli tutanakla fiili haciz tatbik edildiğini, fiili haciz sırasında müvekkilinin günlük 20,00 TL park ücreti talep ettiğini, ancak ücretin ödenmediğini ileri sürerek, davalı ile müvekkili arasındaki mevcut sözleşmenin başlangıç ve bitiş tarihlerinin, davalının sorumlu olduğu alacak miktarının tespiti ile ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili banka lehine rehinli bulunan aracın ilgili trafik birimlerince yakalanması üzerine, 23.09.2010 tarihinde müvekkili banka tarafından fiilen haczedilerek muhafaza altına alındığını, ancak hesaplanan yediemin ücretinin aşırı yüksek olması nedeni ile 11.10.2010 tarihinde icra mahkemesi nezdinde şikayette bulunulduğunu, müvekkili banka adına tescil olunan aracın teslimi için 17.10.2011 tarihinde aracın bulunduğu otoparka gidildiğini, fakat otopark sahibi tarafından hukuka aykırı olarak aracın tesliminden imtina edildiğini, ayrıca taraflar arasında kurulan mevcut bir sözleşmenin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı alacaklı vekilinin özel yediemin deposu görevlisi ile sözleşme yapma yetkisinin bulunmadığı, takip dosyasındaki işlemleri yürütmekle icra memurluğunun görevli olduğu, tarafların icra memurluğunun hukuka aykırı gördükleri işlemlerle ilgili olarak icra hukuk mahkemesinde şikayet yoluna başvurabilecekleri, davacı tarafın takip dosyasında alacaklı olan davalı taraftan sözleşmenin kurulduğundan bahisle yediemin ücreti talep etmesinde davalı – takip dosyası alacaklı tarafın sözleşmenin tarafı olamayacağı, davalı tarafın pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, 01.04.2014 tarihli ek karar ile, dava esas değerinin temyiz kesinlik sınırı altında kaldığı gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmştir.

(1) Mahkemece verilen 01.04.2014 tarihli temyiz talebinin reddine dair ek kararın, davanın belirsiz alacak davası olarak açılması nedeniyle kaldırılması gerekmiştir.
(2) Davacı vekili yedieminlik ücreti alacağına ilişkin istemde bulunmuş, harca esas değeri 500,00 TL olarak göstermiştir. Davacının otoparkına davalı banka tarafından haciz uygulaması yapılan dava dışı takip borçlusuna ait araç 17.03.2010 tarihinde girmiş ve 19.04.2012 tarihinde otoparktan çıkarılmıştır. Davacı bu süreye ilişkin günlük 20,00 TL otopark ücreti istemektedir. Dolayısıyla alacak miktarı hesaplanabilir ve bilinebilir niteliktedir. Bu durumda 6100 sayılı HMK’nun 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açılması mümkün değildir. Mahkemece, davacıya bu konuda beyanda bulunması için süre verilip harç noksanlığı tamamlandıktan sonra işin esasına girilip karar verilmesi gerekir. Ayrıca kabule göre de, aracın, davalı bankanın alacağı nedeniyle başlattığı icra takibi dosyasıyla otoparka çekildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı takip alacaklısı kendi alacağı için haciz koyduğu aracın muhafazasından doğan sorumluluğa katlanmakla yükümlüdür. Mahkemece bu yönde araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle temyiz isteminin reddine ilişkin Mahkemenin 01.04.2014 tarihli ek kararının kaldırılmasına, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle de hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.