Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2015/3844 E. 2015/14414 K. 10.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3844
KARAR NO : 2015/14414
KARAR TARİHİ : 10.11.2015

MAHKEMESİ : Aksaray 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/10/2014
NUMARASI : 2013/834-2014/1200

Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili İ. O.’un 1936 doğumlu olup, okuma yazması olmadığını, imza atamadığını, resmi işlemlere parmak basmak suretiyle onay verdiğini, davalının Aksaray 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/5506 sayılı dosyasından müvekkili ve diğer borçlular aleyhine bonoya dayalı olarak icra takibi yaptığını, takibe konu evrakta müvekkilinin imzası bulunmadığını, kefil kısmına müvekkilinin adı yazılıp müvekkilinin elinden tutulmak suretiyle imza niteliğinde olmayan birtakım karalamalar yaptırıldığını, bunun imzanın hukuki sonuçlarını doğurmayacağını, ve bono vasfının olmadığını, kefil olunan miktar belirtilmediğinden kefaletin de geçersiz olduğunu, bononun 06/10/2012 olan tanzim tarihinin 2011 olarak değiştirildiğini, ayrıca TBK 584. maddesi gereği müvekkilinin eşinin rızası olmadan alınan kefaletin geçersiz olduğunu, müvekkilinin bütün bunlara rağmen icra takibinin kesinleşmesi ve taşınmazının satışa çıkarılması nedeni ile icra baskısı altında toplam 48.800-TL’ yi ödediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 48.800-TL’ nin ödeme tarihlerinden itibaren %17,75 avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının aklı başında olduğunu, imza kullanamadığına dair beyanlarda bulunup kendisine karşı ise imza kullanmaya kalkmasının kötüniyet göstergesi olduğunu, kendisinin davacının elini tutarak ve sair şekilde davacıya imza attırmadığını, davacıya ve oğullarına koyun sattığını, karşılığında bahse konu senedi verdiklerini, davacının koyunların parasını ödedikten sonra bu davayı açarak kötüniyetli davrandığını, davacının bizzat çocuklarına kefil olduğunu, ödemezlerse kendisinin ödeyeceğini beyan ederek bonoyu imzaladığını, icra dosyasında da borca itiraz etmediğini, tahrifat iddialarının asılsız olduğunu, davacının iddialarını yazılı delille ispatlaması gerektiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, İİK’nun 72. maddesi uyarınca, icra takibine itiraz etmemiş veya itirazın kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek zorunda kalan şahsın, ödediği tarihten itibaren bir sene içerisinde istirdat isteminde bulunabileceği, BK’nun 62. maddesi uyarınca da borçlu olmadığı bir şeyi ihtiyariyle veren kimsenin hataen kendisini borçlu zannederek verdiğini ispat etmedikçe onu istirdat edemeyeceği, bu kapsamda istirdat talebinde bulunabilmesi için ödeme tarihinden itibaren bir yıl geçmemiş olması ve sözkonusu paranın icra tehdidi altında ödenmek zorunda kalınması, ya da kendisini borçlu zannederek hataen ödendiğinin ispat edilmesi gerektiği, ayrıca davacı taraf imzanın karalama şeklinde atıldığını iddia etse de, borçlunun haciz tutanağına da imza attığı, yine dosya içerisinde yer alan kurum yazı cevaplarının bir kısmında imzalarının bulunduğu gerekçeleriyle, şartlar oluşmadığından istirdat talebine yönelik davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davacının imzasının sahte olduğuna dair açıkça bir itirazının olmadığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 10.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.