Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2015/11337 E. 2015/14244 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11337
KARAR NO : 2015/14244
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

MAHKEMESİ : Çay Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/09/2014
NUMARASI : 2013/407-2014/448

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davalı bankanın müvekkilinin kefil olduğu bir borcun tahsili amacıyla icra takibi başlattığını, müvekkilinin maaşına haciz konulması üzerine borcun tamamının 10/02/2012 tarihinde davalı bankaya haricen ödendiğini ve müvekkiline yönelik hacizlerin kaldırıldığını, ancak bu ödemelerin davalı tarafça icra dosyasına bildirilmediğini ve sanki ödeme yapılmamış gibi müvekkilinin çalıştığı kuruma yeniden haciz müzekkeresi gönderildiğini belirterek müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kefil olduğu icra dosyasında asıl borçlunun dava dışı A. E.olduğunu, icra takibi başladıktan sonra A. E.’un kısmi ödemelerde bulunması ve ricası üzerine sadece damadı olan davacıya yönelik hacizlerin kaldırıldığını, davacı tarafın bildirmiş olduğu harici ödemenin dava dışı K. E.’un borcuna ilişkin olup dava konusu icra takibiyle ilgisinin olmadığını, icra takip borcunun tamamı ödenmediği için haciz işlemlerinin yeniden başlatıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; icra takibine konu borcun dava dışı K.E.l’un asıl borçlu, davacının kefil olduğu genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan krediye ilişkin olduğu, takibe konu borcun 10/02/2012 tarihinde davalı bankaya ödendiği ve bankanın ”kredi takip hesabı kapama” açıklamalı bir dekont düzenlediği, ancak davalı banka tarafından bu ödemenin icra dosyasına bildirilmemesi nedeniyle takibin devam ettiği, davacının maaşına haciz konulduğu, davacının bankaya ödemesi gereken her hangi bir borcunun kalmadığı, bunun yanında borçluyu menfi tespit davasına açmaya zorlayan bu takibin haksız ve kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, icra takibinin iptaline, takibe konulan asıl alacak üzerinden %20 kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Davaya konu icra takibinde davacı dışında başka borçlular da olmasına rağmen takibin iptaline karar verilmesi doğru değil ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. md. yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7 md. uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen nedenlerle hüküm fıkrasının 1.bendindeki ”kabulü ile” ifadesinden sonra gelmek üzere ” davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine” ifadesinin, aynı bentteki ”takibin” kelimesinden sonra gelmek üzere ”davacı yönünden” ifadesinin eklenmek suretiyle hükmün düzeltilerek ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.