Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2015/10279 E. 2015/13092 K. 20.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10279
KARAR NO : 2015/13092
KARAR TARİHİ : 20.10.2015

MAHKEMESİ : Aksaray 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 04/06/2015
NUMARASI : 2014/855-2015/263

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalının kardeş olduklarını, tarafların murislerinden Y.. B..’in 26/05/2007 tarihinde, D. B.’in ise 06/06/2011 tarihinde vefat ettiğini, tarafların anne ve babalarının vefatı üzerine banka hesabında bulunan nakitleri hisselerine göre paylaştıklarını, taşınmazları paylaşmak istediklerinde davalının Aksaray 2. İcra Müdürlüğü’ nün 2012/2380 sayılı dosyasından 15/12/2005 tanzim, 15/01/2010 vade tarihli 120.000-TL bedelli bonoya dayalı olarak müvekkilleri aleyhine icra takibine geçtiğini, senede göre murislerin davalıya borçlu olduğunu, oysa müvekkillerinin anne ve babasının maddi durumları iyi olup, öldüklerinde sırf bankada 450.000-TL paralarının ve ayrıca taşınmazlarının olduğunu, bu senedin hata ya da hile ile murislerden alınmış olduğunu, takibe Aksaray 1. İcra Hukuk Mahkemesi’ nin 2012/149 E. sayılı dosyasından itiraz ettiklerini ve davalı hakkında Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2012/2898 sayılı soruşturma dosyasına suç duyurusunda bulunduklarını belirterek, müvekkillerinin borcu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve davalı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın haksız ve kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin anne ve babasından 120.000-TL alacaklı olduğunu ve bu alacağın senede bağlandığını, müvekkilinin kendi hissesine düşen miras payını düşmek suretiyle 105.000-TL üzerinden senedi takibe koyduğunu, bu alacağını tüm mirasçıların bildiğini ve diğer mirasçıların dava açmadığını, icra mahkemesinde açılan davanın reddedilip kesinleştiğini, tüm mirasçıların murisin müvekkiline borçlu olduğunu bildiğini, aksinin ancak yazılı delille ispat edilebileceğini, takibe konu senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiğini beyanla, davanın reddine ve davacılar aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen ilk karar, davaya Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılmış olmasından dolayı Dairemizin 23.09.2014 tarih, 2014/10685 E. -2014/13981 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacılar davaya konu senetlerin muvazaalı olarak düzenlendiğini, hata ve hilenin sözkonusu olabileceğini iddia etmiş iseler de, Yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca senede bağlanan hususlarda taraflar akraba olsalar dahi HMK.251/3 maddesinde yeralan tanık dinletme istisnasından yararlanamayacakları, bu itibarla davaya konu borç ilişkisinin de senede bağlandığı dikkate alındığında senedin aksinin ispatı için yazılı delil sunulması gerektiği, davacı tarafın iddiasını ispata yarar herhangi bir yazılı delil sunamadığı, her ne kadar duruşma sırasında tanık beyanlarına başvurulmuş ise de, Yargıtay içtihatları uyarınca tanık dinlenmesi mümkün olmadığından bu tanıkların beyanlarının hükme esas alınmadığı, tanık beyanları dikkate alınsa dahi tanıkların beyanlarına göre de davacıların iddialarının sabit olmadığı gerekçeleriyle, davanın reddine, icra takibi hakkında bir ihtiyati tedbir kararı verilmediği dikkate alınarak davalının koşulları oluşmayan tazminat talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacıların murisi Y.. B..’in keşidecisi olduğu 120.000,00-TL’ lik bonoya dayalı icra takibi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. İcra takibi murisin tüm mirasçıları aleyhine yapılmıştır. Murisin ölüm tarihine göre terekesi iştirak halinde olduğundan davanın tüm mirasçılar tarafından elbirliğiyle açılması ya da birkısım davacıların açtığı bu davaya diğer mirasçıların muvafakatlerinin sağlanması veya terekeye temsilci tayin ettirilerek tereke temsilcisi vasıtasıyla davanın yürütülmesi gerekmektedir. Bu yön dava şartı olup öncelikle ve re’sen gözetilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.