Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/9789 E. 2014/14298 K. 29.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9789
KARAR NO : 2014/14298
KARAR TARİHİ : 29.09.2014

MAHKEMESİ : Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2014
NUMARASI : 2013/131-2014/77

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili; müvekkili şirketin davalı şirkete mülkiyeti kendisine ait olan arsa vasfındaki taşınmazı 09/08/2012 tarih 14632 yevmiye sayılı resmi satış senedi ile sattığını, iş bu satış ile ilgili müvekkili tarafından 09/08/2012 tarih 047053 sıra sayılı 295.000,00 TL bedelli faturanın düzenlendiğini, faturada arsa bedelinin 250.000,00 TL, KDV tutarının da 45.000,00 TL olarak gösterildiğini, davalının fatura bedeline karşılık sadece 250.000,00 TL ödemede bulunduğunu, davalının fatura KDV tutarını ödememesi üzerine aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; taraflar arasındaki sözlü sözleşme gereği dava dilekçesinde sözü geçen arsanın toplam 250.000,00 TL bedelle müvekkili tarafından davacıdan satın alındığını ve tapuda yapılan resmi satış neticesinde bedelinin davacıya ödendiğini, davacının satıştan çok sonra müvekkiline 03/10/2012 tarihinde takibe dayanak 09/08/2012 tarihli faturayı tebliğ ettiğini, müvekkilinin de 04/10/2012 tarihinde noter ihtarnamesi ile davacıya faturayı iade ederek içeriğine itiraz ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamı doğrultusunda; davacının lehine delil vasfına haiz ticari defterlerine göre davalıdan 45.000,00 TL alacaklı olduğu, davalının yapılan ihtarlara rağmen defterlerini bilirkişi incelemesine sunmadığı, HMK.’nın 220/son maddesi gözetildiğinde davacının ticari defterleri ile iddiasını kanıtladığı, davalı yana yemin deliline başvurma haklarının hatırlatılması üzerine yemin deliline başvurulmayacağının ve bu delilden vazgeçildiğinin bildirildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının kısmen iptali ile icra takibine 45.000,00 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devam olunmasına, işlemiş faize ilişkin talebin reddine, ayrıca alacak likit olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta vergiyi doğuran olay, taraflar arasındaki taşınmaz satımıdır. Bu satımın yapılmasıyla birlikte, devlet Katma Değer Vergisi alma hakkına sahip, satıcı da bunu ödemekle yükümlü olmuştur. 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Yasası’na göre Katma Değer Vergisi’nin mükellef ve sorumlusu malı teslim eden veya hizmeti gören kişidir (3065 sayılı Yasa md. 8 ve 9). Ancak, satış sırasında ve paranın ödenmesinden önce düzenlenen belgede KDV’nin satış bedelinden ayrı olarak gösterilmesi halinde satıcı, maliyeye ödemekle yükümlü bulunduğu bu vergiyi alıcıdan satış bedeli ile birlikte tahsil edebilir. Satış sırasında KDV ayrıca gösterilmemişse, KDV’nin satış bedeline dahil olduğunun kabulü gerekir. Böylece satıcı satış sırasında KDV’nin satış bedelinin dışında olduğunu açıkça bildirmemişse satış bedeline dahil olan ve yükümlüsü bulunduğundan maliyeye ödemek zorunda kaldığı KDV’yi taraflar karşılıklı edimlerini yerine getirdikten, yani satış akdi sona erdikten sonra artık alıcıdan rücuen talep edemez. Zira, böyle bir talebin hukuki dayanağı bulunmamaktadır.
Mahkemece yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde bir değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.