YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9692
KARAR NO : 2014/16202
KARAR TARİHİ : 13.11.2014
MAHKEMESİ : Samsun(Kapatılan) 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 28/11/2013
NUMARASI : 2013/80-2013/104
Taraflar arasındaki alacak ve tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme süresi içerisinde sözleşme hükümlerine aykırı olacak şekilde başka firma ile LPG satım ilişkisi içine girdiğini, lisansını iptal ettiğini ve sözleşmeyi haksız feshettiğini belirterek kar mahrumiyeti karşılığı ıslah dilekçesi ile artırılan tazminat tutarı 27.624,61 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın ve 50.000,00 USD cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı temsilcisi, davacının gaz teslim etmemek suretiyle sözleşmeye aykırı davrandığını, tesisin kurulu olduğu taşınmaz üzerinde başka firmanın intifa hakkı olduğunu bildiğini, taşınmazın icra yolu ile satıldığını bu nedenle sözleşmenin sona erdiğini bilidirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine göre tazminat ve cezai şart talep edilebileceği gerekçesi ile benimsenen bilirkişi raporuna göre, 11.572,74 TL maddi tazminatın ve 50.000,00 USD cezai şartın davalıdan tahsiline, manevi tazminat istemi atiye bırakıldığı için karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan tazminat ve cezai şart alacağı istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 14.06.2007 tarihli bayilik sözleşmesinde davalı bayiye yüklenen asgari alım taahhüdü bulunmamaktadır. Davacı 27.03.2008 tarihinde davalıya gönderdiği ihtarnamede gaz alımı yaparak bayiilik faaliyetine devam etmesini, rekabet kurallarına aykırı davranmamasını ihtar etmiş ancak açıkça başka bir şirkete ait mal sattığı ihtarında bulunulmamıştır. Aralarında düzenlenen 03.07.2008 tarihli protokolde de sözleşmenin devamı konusunda anlaştıkları bu sözleşmede asgari alım taahhüdünün bulunmadığı görülmüştür. Davacı yanca 06.08.2008 tarihinde yaptırılan ilk delil tespitinde davalının bir başka dağıtım şirketine ait mal sattığı yönünde bir belirleme bulunmamaktadır. Davalının lisansının iptali ile sözleşmenin sona ermesinden sonra davalı tarafın bir başka dağıtım şirketine ait ürünleri satmış olması da akdin ihlali olarak değerlendirilemez. Bu durumda tarafların sözleşmeye aykırı eylemleri ve feshin haklılığı yönünden karar yerinde bir değerlendirme yapılmaksızın ve yukarıda yapılan açıklamalar gözetilmeden yazılı şekilde bilirkişi raporuna atıf yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.