Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/9677 E. 2014/13726 K. 18.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9677
KARAR NO : 2014/13726
KARAR TARİHİ : 18.09.2014

MAHKEMESİ : İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2012/666-2013/114

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın temlik alacaklısı olduğu kredi sözleşmesinde kefil olduğunu, kredi sözleşmesi 19.000,00 TL olarak imzalandığı halde 119.000,00 TL olarak tahrif edildiğini ve kredi borcu nedeniyle icra takibi yapıldığını belirterek, 100.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şekerbank TAŞ vekili, kredi sözleşmesi ve kefalet senedinin 119.000,00 TL olarak düzenlendiğini bildirerek davanın reddini istemiş, alacağı G.. V.. AŞ temlik almıştır.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre kredi sözleşmesinde tahrifat yapılarak 19.000,00 TL olan kredi meblağının 119.000,00 TL olarak rakam ve yazıyla tahrif edildiği, davacı kefilin sorumlu olduğu tutarın 19.000,00 TL olduğu gerekçesi ile, 100.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine ve bu tutarın % 40’ı oranında kötü niyet tazminatına karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının kefalet ettiği sözleşmenin, imzasını taşıyan kısımda “müşterek ve müteselsil borçlu olunan miktar 119.000 YTL” ve “yüzondokuzbin YTL” yazılıdır. Sözleşmenin kredi borçlusuna kullandırılacak miktarın gösterildiği limit kısmındaki yazılı miktar, kefalet limitinin ayrıca yazılı olması karşısında kefalet limitini etkilemez. Bu nedenle kullandırılacak kredinin limit miktarının değiştirilmesi kefilin kefalet ettiği 119.000,00 TL yönünden limiti aşmadığı müddetçe sonuç doğurmaz. Bir başka deyişle kefil kefalet limiti ve kendi temerrüdü ile sorumludur. Bu durumda açıklanan kural dikkate alınarak bir inceleme yapılması gerekirken, delil takdirinde hataya düşülerek hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 18.09.2014 peşin harcın istek halinde iadesine, 18.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.