YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9552
KARAR NO : 2014/13730
KARAR TARİHİ : 18.09.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/07/2013
NUMARASI : 2010/497-2013/315
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı şirket arasındaki bayilik sözleşmesini davalının müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, sözleşmeden kaynaklanan alacak nedeniyle icra takibi yapıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu bildirerek itirazın iptaline, takibin devamına ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin sözleşmeyi kefil değil şirket müdürü olarak imzaladığını, şahsi sorumluluğu bulunmadığını, borçtan sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalının sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, davacının 15.578,00 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne icra takibinin belirlenen alacak tutarı üzerinden devamına ve % 40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davalı, dava dışı E. İnş Tur. Nak. İlet. Elek. San. Tic. Ltd. Şti ile davacı arasında düzenlenen 15.04.2008 tarihli bayilik sözleşmesini kefil sıfatı ile imzalamıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan B.K’nun 483 ve devamı maddeleri gereğince kefaletin geçerli olabilmesi için kefalet limitinin sözleşmede yazılı olması ya da sözleşme içeriğinden anlaşılabilir olması gerekir. Dava konusu sözleşmede satılacak mal miktarı belirtilmediği gibi kefaletin hangi miktar ile sınırlı olduğu da gösterilmemiştir. Sözleşmenin 6. maddesindeki borçlu tarafından verilecek gayrimenkul ipoteği borçlunun risklerini belirtmekte olup, kefilin kefalet limiti olduğu anlamına gelmez. Mahkemece sözleşmenin yorumunda hataya düşülerek kanıtlanamayan davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.