YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9118
KARAR NO : 2014/11701
KARAR TARİHİ : 24.06.2014
MAHKEMESİ : Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/02/2014
NUMARASI : 2014/35-2014/57
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Dava, vade farkı faturalarına istinaden başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalılar vekili, davacının ödemeleri gecikmeli yaptığını, faturaların altında %12 vade farkı uygulanacağının yazılı olduğunu, vade farkı uygulandığında ödenmeyen 126.704 TL bakiye ile birlikte müvekkilinin 959.031 TL alacağı bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda taraflar arasında vade farkı uygulanacağına dair teamül veya sözleşme bulunmadığı, dolayısıyla faturalarda yazılı olan %12 vade farkı uygulanacağına dair ibareye göre vade farkı talep edilemeyeceği, davacının icra takip dosyasından dolayı borçlu olmamasına rağmen icra tehdidi altında kalarak takip konusu parayı ödemesi nedeniyle davanın kanundan dolayı istirdat davasına dönüştüğü, davalının kötüniyetli takip yapması nedeniyle %40 oranında tazminatın davalıdan tahsili gerektiği gerekçeleriyle davanın kabulüne, 973.084 TL alacak miktarı için Edirne 1. İcra Müdürlüğü’nün 2011/5520 Esas sayılı dosyasındaki paranın üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiş, hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Hükmüne uyulan Dairemizin 23.5.2013 tarih ve 2013/13114-9538 sayılı bozma ilamında, taraflar arasında vade farkı uygulanmasına ilişkin teamül bulunup bulunmadığının üzerinde durulup, karar yerinde tartışılması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece, davalının bu konudaki süre istemi reddedilmiştir. Ayrıca taraflar arasında vade farkı uygulanmasına ilişkin teamül bulunup bulunmadığının saptanması amacıyla tarafların ticari defterlerinin konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla araştırılıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde belirlenmesi gerekir. Mahkemece bu konuda herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadan vade farkı uygulamasının mevcut olmadığı sonucuna varılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
3- Menfi tespit davası sırasında borcun ödenmesi nedeniyle istirdat davasına dönüşen alacak için karar kesinleşmeden ihtiyati haciz talep edilemez. Mahkemece, bu yön gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabul edilen miktar üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde gösterilen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.