YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8974
KARAR NO : 2014/11518
KARAR TARİHİ : 19.06.2014
MAHKEMESİ : Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/04/2014
NUMARASI : 2013/1738-2014/498
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar H.. K.. ve N.. Z.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Dava, kırsal alanda sosyal destek projesinden yararlanan kooperatif ortaklarından alınacak taahhütname ve borçlanma sözleşmesine dayalı olarak asıl borçlu ile müşterek ve müteselsil kefiller hakkında başlatılan ilamsız icra takibine davalılar tarafından yapılan itirazın iptali ile % 20 oranında icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davalılar, açılan davayı kabul etmediklerini beyan ederek davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davalıların itiraz dilekçesi ile takibi durdurdukları, ancak itirazla ilgili dosyaya herhangi bir belge ve evrak sunmadıkları gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davalıların Diyarbakır 6. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1640 esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin takdiren reddine karar verilmiş, mahkeme kararı süresi içinde davalılar H.. K.. ve N.. Z.. tarafından temyiz edilmiştir.
İtirazın iptali davalarında kural olarak İİK’nın 67. maddesi hükmüne göre alacağın ispatı davacı alacaklıya aittir. Borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında herhangi bir belge veya evrak sunmamış olması ve ayrıca yargılama sırasında da belge veya evrak sunmamış olması alacaklıya ait olan ispat külfeti karinesini değiştirmez.
İncelenen sözleşme ve dosya kapsamından davalıların hangisinin kredi borçlusu, hangisinin kefil olduğu anlaşılmamaktadır. Mahkemece davacı vekiline öncelikle bu hususun açıklattırılması gerekir.
Banka alacağı teknik inceleme sonucu ortaya çıkacak olup, bu konuda öncelikle banka kayıtları üzerinde konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak, banka alacağının tespiti gerekir.
Öte yandan icra takibine itiraz eden davalılardan N.. Z.. ve H.. K.. sözleşmedeki imzalarını inkar etmişlerdir. Bu durumda N.. Z..’in ve H.. K..’ın sözleşmedeki imzası incelenerek imza, adı geçenlere ait değilse borçtan kefalet kapsamında sorumlu tutulamayacakları kuşkusuzdur. Ancak sözleşmedeki imza N.. Z.. ve H.. K..’a ait olmasa bile kredinin onların tarafından asıl borçlu olarak kullanılıp, kullanılmadığının incelenmesi gerekir. Açıklanan bu hususlar gözetilmeden, hiç bir inceleme ve araştırma yapılmadan, salt beyanlar üzerinden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.