Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/8936 E. 2014/12112 K. 01.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8936
KARAR NO : 2014/12112
KARAR TARİHİ : 01.07.2014

MAHKEMESİ : 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkilinin, dava dışı…n.ve Tic. Ltd. Şti.’ne genel kredi sözleşmesine dayanarak kredi kullandırdığını, davalıların da bu sözleşmeyi müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, kredi borcunun ödenmediğini, hesabın … … Noterliği’nin 09/07/2012 tarihli ve … … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kat edildiğini, borcun ödenmesinin istendiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine … 6.İcra Müdürlüğü’nün 2012/12578 esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiklerini belirterek, davalıların itirazlarının iptaline ve davacı yararına %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müteselsil kefil sıfatını taşıyan müvekkillerinin kredi sözleşmesinden doğan sorumluluklarının limitli olduğunu, bu limit dahilinde borcun yıllar önce ödendiğini ve sorumluluğun sona erdiğini, daha sonra davacı ile kredi borçluları arasında 05/01/2004 tarihinde 2. bir kredi sözleşmesi yapılmış ise de, bu ikinci sözleşmenin altında müvekkillerinin imzasının bulunmadığını, davacının ender rastlanan bir uygulama yaparak bu 2. sözleşmeyi de ilk sözleşmenin işlemlerinin yapıldığı 31.. numaralı hesap içine aldığını, muhtelif tarihlerde borçlulara kullandırdığı farklı nitelikteki diğer tüm kredi işlemlerini de bu hesap üzerinden yürüttüğünü, 9 yıl geçtikten sonra davacının gönderdiği ihtarname ile durumun öğrenildiğini, müvekkillerinin 20.000,00 TL ile sınırlı limitli sorumluluklarının yıllar önce sona erdiğini, 03/07/2003 tarihli kredi sözleşmesinin ilk sayfasında sözleşmenin 3. Maddesine göre kredi limitinin 20.000,00 TL olduğunun görüldüğünü, müvekkillerine de “sorumluluk limitlerinin bu olduğunun” söylendiğini, aradan yıllar geçtikten sonra son sayfada yer alan boşluklara kefil olunan miktarın 120.000,00 TL olarak yazıldığını, bu işlemin taraf iradelerine aykırı olduğunu, kredi alacağının taşınmaz ipoteği ile temin edildiğini, istenen faiz oranının yasa ve sözleşmeye aykırı olduğunu, ortada likit bir alacak olmadığını, icra inkar tazminatının istenemeyeceğini savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davaya ve takibe konu sözleşmenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun kefaletin şeklini içeren 484. maddesinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 583. maddesindeki düzenlemenin aksine “kefalet sözleşmesinin, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı” şeklinde bir düzenleme bulunmadığından, takibe konu sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu kapsamında değerlendirme yapıldığı, davalıların kefalet limitinin 40.000,00 TL olarak kabul edildiği ve bilirkişinin bu miktar üzerinden hesapladığı rakamlar üzerinden davanın, davalı şirket yönünden tam, davalı A.. C.. yönünden ise kısmen kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, … 6. İcra Müdürlüğü’nün 2012/12578 sayılı dosyasında davalı A.. C..’ın toplam 50.487,58 TL’ye, davalı Es
D.. Konfeksiyon Ticaret Limited Şirketi’nin ise 50.564,62 TL’ye itirazlarının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağa takip tarihinden itibaren davacı bankanın bu tür kredilere uyguladığı temerrüt faizinin uygulanmasına, 50.564,62 TL üzerinden bu miktarın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından, reddedilen miktar ile ilgili olarak davalılar vekilinin tazminat isteminin reddine karar verilmiş, mahkeme kararı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMK m. 297/2 hükmüne göre, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Davanın kısmen kabulü ile; … 6. İcra Müdürlüğü’nün 2012/12578 sayılı dosyasında davalı A.. C..’ın toplam 50.487,58 TL’ye, davalı E.. Ş..’nin ise 50.564,62 TL’ye itirazlarının iptaline, Fazlaya ilişkin istemin reddine, Alacağa takip tarihinden itibaren davacı bankanın bu tür kredilere uyguladığı temerrüt faizinin uygulanmasına,…” karar verildiği, hükümde uygulanacak faiz oranının açıkça belirtilmediği, bu halin yukarıda belirtilen HMK m.297/2 hükmüne aykırılık teşkil ettiği ve infazda tereddüt yaratacak nitelikte bulunduğu anlaşıldığından hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 01.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.