Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/8918 E. 2014/12125 K. 01.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8918
KARAR NO : 2014/12125
KARAR TARİHİ : 01.07.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 41. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/07/2013
NUMARASI : 2013/113-2013/189

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, yetkilisi bulunduğu davadışı U.. Bilg.San.A.Ş.’nin kullandığı kredi nedeniyle kendisi ve diğer borçlu şirketler hakkında icra takibi yapıldığını, takip dayanağı senedin 7.000.000 USD bedelli, borçlularının U.. Bilg. San.A.Ş., D.. Bilg. San. ve Tic.Ltd.Şti., W.. AG ve kendisi, avalistlerinin de yine bu şirketler ve kendisi olduğunu, bahse konu senetteki imzaların sahte olduğunu, bu konuda icra mahkemesine imza itirazında bulunduğunu, ancak hükme esas olmayacak nitelikteki rapora istinaden itirazının reddine karar verildiğini, icra mahkemesi kararının kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, aldığı özel bilirkişi raporunda imzanın sahte olduğunun tespit edildiğini, iflasına karar verilmiş olduğundan malvarlığı üzerinde tasarruf ehliyetinin olmadığını, bu nedenle yargılama giderlerini karşılayacak maddi gücünün olmadığını, HMK 334. madde uyarınca adli yardımdan yararlanmasına karar verilmesini, aksi durumda sadece gider avansını karşılayabileceğini, bu durumda da nispi harç açısından adli yardımdan yararlanmasına karar verilmesini, işbu davadaki talebinin iflas masasındaki malvarlığını azaltmaya yönelik olmayıp, aksine alacaklıların lehine bir sonuç sağlamaya yönelik olması nedeniyle aktif dava ehliyetinin bulunduğunu, bunun İİK 191. maddeye de aykırı olmadığını, senetteki imzanın sahte olduğunu ileri sürmenin şahsına bağlı, engellenemez bir hak olduğunu belirterek, adli yardımdan yararlandırılmasını ve davaya konu senedin altına sahte olduğunun yazılarak iptal edilmesini, ayrıca davalı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iflas halinde olması nedeniyle dava ehliyetinin bulunmadığını, davacının işbu davanın iflas masasının pasifini artırmayacağından bahisle İİK. 191. maddesi kapsamına girmeyeceği iddiasının hukuki dayanağının bulunmadığını, huzurdaki davanın ne bir ihalenin feshi davası ne de tapu iptali davası olmadığını, dava sonucunda doğacak tazminat ve vekalet ücreti gibi alacakların iflas masasının pasifini artıracağını, ayrıca müvekkili bankanın alacağının iflas idaresi tarafından da kabul edilerek kesinleştiğini, bononun davalı banka yetkilileri huzurunda bizzat davacı tarafça imzalandığını, davanın iflas masasının tasfiye işlemlerini sürüncemede bırakabilmek için kötüniyetle ikame edildiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, 29/04/2013 tarihli tensip zaptında davacının adli yardım talebinin reddine karar verilerek, gider avansı ve peşin karar harcını ödemesi için davacıya kesin süre içeren tebligat yapıldığı, davacının kesin sürede gider avansını ödediği, ancak, peşin karar harcını ödemediği, HMK. 334. madde gereğince maddi durumuna ilişkin belgenin sunulmadığı, adli yardım talebinde bulunanın haklı olduğu yolunda mahkemede kanaat uyandırması gerektiği, açılan davanın mahiyeti, iddianın ileri sürülüş şekli, davacı tarafından açılan İstanbul 11. İcra Mahkemesi’ nin 2009/67 E. sayılı dosyasında imza itirazının reddine ilişkin karar nazara alındığında davacının adli yardım talebinin reddinin gerektiği, kesin sürede peşin karar harcı da ödenmediğinden, 12/07/2013 tarihli ara kararı ile davacının 11/06/2013 tarihli dilekçesi ile tekrarladığı adli yardım talebinin reddine karar verildiği gerekçeleriyle, ödenmeyen peşin harç nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm her iki taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı vekili, hükmü katılma yoluyla temyiz etmiş ise de, temyiz harcı yatırmadığından ve temyiz dilekçesi temyiz defterine kaydedilmediğinden temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2- İflasa ilişkin hükümler kamu düzeninden olup, re’ sen dikkate alınır. Dava konusu bono, 04.11.2008 tanzim tarihli, 02.01.2009 vadelidir. Davacı E.. G..’in Ayvalık Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2010/273 E.-2010/674 K. sayılı dosyasıyla 09.11.2010 tarihli kararla iflasına karar verilmiş ve hüküm 16.12.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda davacının iflas ettiği döneme ilişkin olarak düzenlenen bonoya yönelik olarak İİK 191. maddesi gereğince aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Mahkemenin öncelikle açılan davayı E.. G..’ in iflas masasına ihbar edip, iflas masasının davayı takip edeceğini bildirmesi halinde davaya masanın davacı sıfatıyla katılımının sağlanması, iflas masasının davayı takip etmeyeceğini bildirmesi halinde ise davacının dava dilekçesindeki talepleri doğrultusunda inceleme ve yargılama yapılması gerekirken, İİK 184 ve 191. madde hükümleri gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 01.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.