YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8897
KARAR NO : 2014/13456
KARAR TARİHİ : 15.09.2014
MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 01/10/2012
NUMARASI : 2010/229-2012/466
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, asıl borçlusu B. İnş. ve Tic.Ltd.Şti. olan Kredi Genel Sözleşmesini davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, genel kredi sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere kullandırılan kredi miktarının 50.000 TL olduğunu, müvekkilinin kefalet ettiği miktar bölümünün sonradan 200.000 TL olarak doldurulduğunu müvekkilinin 50.000 TL’ lik kredi sözleşmesi dışında başka bir kredi sözleşmesi imzalamadığını belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, takibe dayanak kredi sözleşmesinde, kefalet limitine ilişkin kısmın sonradan başka kalemle doldurulduğu, sözleşme düzenlendiği sırada limitin mevcut olmadığı, hatta limit arttırımına ilişkin kısmında davalı ile ilgili sütunun halen boş bulunduğu, bu durumun dahi imzaların sonradan atıldığını gösterdiği, davalı cevap dilekçesinde 50.000 TL limitli krediye kefil olduğunu kabul ettiği için bu miktar asıl alacak üzerinden davanın kabulü gerektiği, gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne, itirazın toplam 57.417,17 TL üzerinden iptaline %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin isteğin reddine davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık somut olayda geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunup bulunmadığı, kefaletin geçerli olduğunun kabulü halinde ise kefalet limitinin hangi miktarda olduğu noktasında toplanmaktadır.
Sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzalayan davalı G.. K..’ nın isim ve imzasının olduğu kısımda 200.000 TL kefalet limiti gösterilmiş ve daha sonra limit artışı bölümünde kefalet limitinin 500.000 TL daha arttırıldığı ve artış ile ilgili bölümün altına davalı, kefilin de imzasının alınmış olduğu dosya içeriğinden anlaşılmıştır.
Asıl sözleşmenin kefalet limiti bölümündeki miktarın farklı kalemle yazılmış olması tek başına limitin sonradan yazıldığını göstermeyeceği gibi limit artışına ilişkin zeyilname altındaki davalının imzası yanında ayrıca arttırılan miktarın tekrar edilerek yazılmamış olması da sonuca etkili olmayıp, somut olay bakımından kefalet limitinin artış ile birlikte toplam 700.000 TL olduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda mahkemece asıl sözleşmedeki kefalet limitinin sonradan doldurulduğu davalı tarafça ispat edilmediğine göre yukarıda belirtilen toplam limit gözetilerek iddia ve savunma çerçevesinde araştırma, inceleme ve değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.