YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/870
KARAR NO : 2014/2815
KARAR TARİHİ : 12.02.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/02/2013
NUMARASI : 2011/289-2013/63
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekili ile süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı yanca çeklere dayalı olarak icra takiplerine girişildiğini, icra takiplerine konu çeklerde cirosu olan dava dışı A.. Y.. ile müvekkilinin aynı ismi taşıdığını,isim benzerliğinden dolayı asıl borçlu yerine müvekkiline ödeme emri gönderildiğini, müvekkili tarafından yasal süre içerisinde icra takiplerine itiraz edilemediğini, çekteki imzaların müvekiline ait olmadığını, müvekkilinin borçlu olmadığı halde icra takiplerine maruz kaldığından maddi ve manevi yönden kayba uğradığını ileri sürerek icra takipleri nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile takiplerin iptaline, 2.000,00 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının takip borçlusu dava dışı A.. Y.. olmadığının İstanbul 10.İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/1508 Esas sayılı dosyasında kabul edildiğini, davacının bu davayı açmasında hukuki yararı bulunmadığını, anılan icra mahkemesi kararından sonra icra dosyalarında davacı ile ilgili olarak herhangi bir işlem yapılmadığını, davacının maddi ve manevi tazminat istemlerinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, davalı yanca dava konusu icra dosyalarından davalıya sehven ödeme emri gönderildiğinin kabul edildiği, davacının borçlu olduğuna ilişkin bir iddiada da bulunulmadığı, dolayısıyla davacının menfi tespit talebinde hukuki menfaatının olmadığı, davacının maddi ve manevi tazminat talebinde kısmen haklı olduğu gerekçesiyle davacının menfi tespit talebinin hukuki yarar yoksunluğundan reddine, maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 60,00 TL maddi tazminatın ve 1.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Davalı vekili hükmü katılma yoluyla temyiz etmiş ise de temyiz harcı yatırmadığından ve temyiz dilekçesi temyiz defterine kaydedilmediğinden temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyizine gelince;
Dava, icra takiplerinden dolayı borçlu bulunulmadığının tespitine ilişkindir. Davalı takip alacaklısı H. İ.., davacı borçlu hakkında çeke dayalı olarak İstanbul 11. İcra müdürlüğünün 2009/27482, İstanbul 9.İcra Müdürlüğünün 2010/3727 ve İstanbul 1.İcra Müdürlüğünün 2009/26096 esas sayılı dosyaları üzerinden ayrı ayrı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takiplerine girişmiş, davacı A.. Y.., çeklerde ciranta olan dava dışı asıl borçlu A.. Y.. ile aynı ismi taşıdığını, isim benzerliğinden dolayı hakkında takip yapıldığını belirterek icra takiplerinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemiyle menfi tespit davası açmıştır İcra mahkemesince bu takiplerden İstanbul 11. İcra müdürlüğünün 2009/27482 sayılı icra dosyasından davacı borçluya çıkarılan tebligatın iptaline karar verildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava tarihi itibariyle davacının aleyhinde başlatılmış icra takipleri bulunmasına ve davadan önce icra takiplerinin iptaline ilişkin bir mahkeme kararının da mevcut olmamasına göre davacının dava tarihi itibariyle menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekirken yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz isteminin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz nedenlerinin şimdilik incelemesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.