Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/858 E. 2014/3790 K. 26.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/858
KARAR NO : 2014/3790
KARAR TARİHİ : 26.02.2014

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen 13.12.2012 tarihli ilk hüküm taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 2013/4774 E- 2013/10543 K. sayılı 06.06.2013 tarihli kararı ile hüküm taraflar yararına bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma ilamında “Mahkemece davacı şirket yetkilisinin basiretli bir tacir gibi davranmadığı, çek yapraklarını iyi koruyamadığı, aracın kapısını açık bırakıp çekin çalınmasına ve doldurulup kullanılmasına ortam hazırladığı gerekçesiyle davacı tarafın olayda 1/2 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Davacı şirket temsilcisi 21/10/2011 tarihli ifadesinde ‘…aracımı anahtarımdaki otomotik kilitle kilitledim sonra da kontrol etmedim bundan dolayı aracımın kapılarının kilitlenmeyerek açık kalmış olduğundan şüphelenmekteyim…’ demiştir. Bu ifade aracın kapılarının açık bırakıldığı anlamına gelmez. Mahkemece davacı şirket temsilcisinin kolluktaki ifadesi de gözetilip kusur oranları belirlendikten sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.”denilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, somut olayda davacının kusurlu olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bent dışındaki öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı icra takibindeki talebinde asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek %14 oranı üzerinden reeskont faizi ile birlikte tahsilini istemiş olmasına karşın, mahkemece asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesi doğru değil ise de yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı vekilinin bu hususa ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. madde yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK.nun 438/7.maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1. bendinin 3. satırındaki “itibaren” kelimesinden sonra gelen “değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine” cümlesinin çıkarılmasına, çıkarılan bu cümlenin yerine “%14 oranını geçmemek üzere reeskont faizi yürütülmesine” şeklindeki rakam ve sözcük dizisinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.