Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/8575 E. 2014/12224 K. 03.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8575
KARAR NO : 2014/12224
KARAR TARİHİ : 03.07.2014

MAHKEMESİ : Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2014
NUMARASI : 2008/184-2014/77

Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davalı bankanın, dava dışı G.. K.. Ltd. Şti’nin kredi borcu nedeniyle kredi sözleşmesinin kefili olan müvekkili aleyhine Nazilli 2. İcra Müdürlüğü’nün 2007/90 sayılı dosyasında da ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe giriştiğini, davalı bankanın, yapılan takipleri ve tahsilatları tahsilat yapılmayan dosyalara bildirmeyerek takipleri birbirinden bağımsız alacaklarmış gibi devam ettirdiğini, müvekkilinin davalı bankaya borcu bulunmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile Nazilli 1. İcra Müdürlüğü’nün 2007/239 sayılı takip dosyasının iptaline ve davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davanın süresinde açılmadığını, davacının dava dışı G.. K.. Petrol… Ltd. Şti. ile müvekkili banka arasında akdedilen Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, bu sözleşme gereğince davacının adı geçen borçlu şirkete kullandırılan 3 adet kredi nedeniyle sorumluluğu bulunduğunu, ayrıca davacının sahibi bulunduğu taşınmazı müvekkili banka lehine ipotek ettirdiğini, davacının, müvekkili bankaya borçları kalmadığı yönündeki beyanlarının gerçeği yansıtmadığı, davacının müvekkili banka ile imzaladığı sözleşme nedeniyle kendisine kredi kartı tahsisi edildiğini ve kredi kartı borcunun ödenmemesi üzerine ihtarname gönderildiğini, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen 10.12.2013 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının, dava dışı şirketin kredi borcu için müşterek ve müteselsil kefil ve ipotek borçlusu olduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı, bankanın davacının kefaletten kaynaklanan borcundan fazlasını tahsil ettiği, taraflar arasındaki borç ilişkisinin yargılamaya muhtaç olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyizine gelince; dava, davalı banka tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi nedeniyle yapılan ödemeler dikkate alındığında dava tarihi itibariyle herhangi bir borç kalmadığı ve fazla ödeme yapılması nedeniyle istirdat istemine ilişkindir.
Mahkemece bilirkişi raporları alınmış ve 10.12.2013 tarihli ek rapor benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Oysaki alınan raporlar arasında miktar yönünden çelişki bulunduğu gibi hükme esas alınan rapora davalı vekilince gerekçeleri gösterilmek suretiyle itiraz edilmiştir.
Bu durumda mahkemece banka kayıtları üzerinde konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi kurulundan tüm raporları irdeleyen ve çelişkileri gideren, sözleşme hükümleri de gözetilmek suretiyle davanın menfi tespit istemine ilişkin olması nedeniyle davalı bankanın alacağının dava tarihi itibariyle tespiti için ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.