Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/8544 E. 2014/13472 K. 15.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8544
KARAR NO : 2014/13472
KARAR TARİHİ : 15.09.2014

MAHKEMESİ : İzmir(Kapatılan) 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2012
NUMARASI : 2012/91-2012/288

Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.H. S.ile davalı vek.Av.H. A. Ç.’in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının Gala markası ile ürettiği mobilya vb. ürünleri dava dışı acentesi olan V.Dayanıklı Tük. Mal. San. Tic. AŞ.vasıtasıyla Ege Bölgesinde dağıtımını yaptığını, müvekkilinin acente Verim AŞ.’ye çekler vererek davalının ürettiği malları onun vasıtasıyla alıp satışa sunduğunu, müvekkilinin bu ilişki çerçevesinde araba hediyeli kampanya kapsamında bağlantı yapıp toplam 200.000 TL miktarındaki çeki dava dışı V. AŞ.’ye teslim ettiğini ve kampanyalı otomobil teslimi için düzenlenen 27.06.2005 tarihli protokol ile kampanya dahilindeki aracın müvekkiline teslim edildiğini, ancak dava dışı acente durumundaki Verim AŞ.’nin bu çeklerin tamamını davalıya teslim etmesi gerekirken 110.000 TL miktarındaki çekleri teslim edip bakiye 90.000 TL miktarındaki çekleri ise uhdesinde tuttuğunu, zimmetine geçirdiği 90.000 TL bedelli çekleri piyasaya ciro ederek yerine davalı firmaya başkaca çekler verdiğini, müvekkilinin bu sebeple icra takiplerine maruz kaldığını, müvekkilinin kampanya sebebiyle vadesi gelen 19 adet çek karşılığı toplam 132.963 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, müvekkilinin ödediği bu çekler karşılığında mal alamadığını, kampanyanın müvekkiline tek faydasının hediye babından aldığı araç olduğunu, acentenin tüm işlemlerinden davalı şirketin sorumlu olduğunu ileri sürerek 19 adet çek karşılığı 132.963,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, V. AŞ.’nin müvekkilinin acentesi veya bölge bayisi olmadığını, davacının V. AŞ. ile bir ticari ilişki kurduğunu, Verim AŞ.’nin de müvekkilinin bölge bayisi olan G. E. Ltd. Şti. ile bir ticari ilişki kurduğunu, müvekkilinin davacı ya da Verim AŞ.ile doğrudan yaptığı bir anlaşma para tahsilatı ve mal tesliminin bulunmadığını, alt satıcılar arasındaki hukuki sorunların müvekkilini bağlamadığını, müvekkilinin ticari ilişkisinin bölge bayisi ile olduğunu, bölge bayisinin malları teslim aldığını ve bunun karşılığı olarak çekleri müvekkiline verdiğini, müvekkilinin çekleri davacıdan değil, kendi bölge bayisinden aldığını, bu çekler içinde davacının çeklerinin yanında V. AŞ.’ye ait çeklerin de verildiğini ve bu çeklerin karşılığının çıkmadığını, müvekkilinin hangi malın kime gideceği ile ilgilenmediğini, müvekkilinin sorumluluğunun malı bölge bayisine, teslim ettiği anda bittiğini, müvekkilinin kayıtlarında yaptığı inceleme sonucunda davacıya ait ciro silsilesi ile gelen çek miktarın 196.000,00 TL olduğunu, V. AŞ. tarafından keşide edilmiş ve G. E. tarafından ciro yolu ile müvekkiline gelmiş olan bu çeklerin karşılığının çıkmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, 27.06.2005 tarihli protokol gereğince davacı ile davalı arasında yetkili satış sözleşmesi düzenlendiği ve davacı şirketin, davalı şirketin bayisi olduğunun kabul edildiği, davacı tarafından davalının satış temsilciliğini yapan V. AŞ.’ye 200.000,00 TL bedelli çeklerin tahsilat makbuzu ile verildiği, 15.04.2005 tarihli tahsilat makbuzunun üzerine bu çeklerin karşılığı 160.000,00 TL.dir, 160.000,00 TL.nin %15 bedeli karşılığı bir araç kazandığı da yazıldığından V. AŞ.ile davalı şirket arasında bayilik bağının kurulduğu V. AŞ. tarafından davacı şirket ile kurulan ticari ilişki nedeniyle teslim edilmesi gereken mobilyaların teslim edilmemesinden dolayı davalı şirketin sorumlu olduğu, davacının teslim edilen çeklerden 13 adet çek karşılığı 126.000,00 TL ödemede bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 126.000,00 TL.nin dava tarihi itibariyle reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı yan, dava konusu çekleri davalının acentesi olduğunu iddia ettiği dava dışı V. AŞ.’ye teslim ettiği halde V. AŞ.’nin bu çekler karşılığında vermesi gereken malları tam olarak teslim etmediğini, davalının da acentesinin işlemlerinden sorumlu olduğunu ileri sürerek ödediği çek bedellerinin davalıdan istirdatını talep etmiştir.
Dava konusu çeklerin tümünde davacı keşideci, dava dışı Verim AŞ. lehtar durumunda olup bir kısmında son hamil olarak dava dışı G. E. Ltd. Şti., bir kısmında son hamil olarak davalı A. Ltd. Şti., bir tanesinde ise dava dışı faktoring şirketi görünmektedir. Başka bir anlatımla, bir kısım çeklerde davalının sıfatı bulunmamaktadır.
Davacı yan, iddiasını ispat bakımından 27.06.2005 tarihli “Protokol” başlıklı belgeyi ibraz etmiştir. Anılan belgedeki imzalar inkar edilmemiştir.
Davacı ile davalı arasında doğrudan bir ilişki bulunmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Kaldı ki, davacının da bu hususta bir iddiası bulunmamaktadır. Davacı, dava dışı V. AŞ. ile arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki nedeniyle verilen çekler karşılığında teslimi gereken malların tam olarak teslim edilmediğini iddia etmekte ve dava dışı V. AŞ.’nin davalının acentesi olduğu iddiasıyla onun işlemlerinden davalının da sorumlu bulunduğunu ileri sürmektedir.
Bu durumda davacı, öncelikle dava dışı V. AŞ.’nin davalının acentesi olduğunu ve ayrıca V. AŞ.’ye verilen çeklerin avans çeki olup bu çekler karşılığında mal teslim edilmediğini kanıtlamak zorundadır. Zira, kural olarak çek bir ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekir. Öte yandan aslolan peşin satış olup peşin satışlarda mal ve bedelin aynı anda ödeneceği konusunda yasal karine mevcuttur. Belirtilen karinelerin aksini iddia eden davacının iddiasını yazılı delillerle kanıtlaması gerekir. Dosyaya sunulan protokol iddiayı kanıtlamaya yeterli değildir.
Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilnin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 990.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.