YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8516
KARAR NO : 2014/13068
KARAR TARİHİ : 08.09.2014
MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2013/150-2013/488
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacılar vekili, müvekkillerinden A.E. D.’ nin alacaklısı davalı şirket borçlusu dava dışı B.Alüminyum İnş. ve San.Ltd.Şti olan 2.12.2010 tanzim 25.09.2011 vade tarihli 47.700 TL miktarlı bonoyu kefil (aval veren) sıfatı ile imzaladığını, bu senede karşılık 30.3.2011′ tarihinde 12.570,93 TL 16.5.2011′ de 29.738,94 TL’ yi diğer davacı T. San Makina San. ve Tic.Ltd.Şti. vasıtası ve virmanı ile ödediğini müvekkili Tek San Makina San. ve Tic.Ltd.Şti.’ nin alacaklı-davalı şirket ile arasında mal alımından kaynaklanan ticari ilişkisi var ise de tüm borcunu ödediğini, davalının giriştiği icra takibinin ihtiyati haciz safhasında 5.400 TL daha ödeme yapıldığını, senet bedelinin tamamını ödenmesine rağmen icra takibine devam edildiğini ileri sürerek müvekkillerinden A. E. D.’ nin borçlu olmadığının tesbitine malları haczedilen T.S. Makina San. ve Tic.Ltd.Şti.’ nin malları üzerine konulan haczin kaldırılmasına %40 tazminatın tahsiline, tedbir kararı verilmediği takdirde ve bu arada borç ödenmiş olursa davanın istirdat davası olarak devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı T.San Makina San. ve Tic.Ltd.Şti.’ nin müvekkilinden aldığı mal bedeline yönelik olarak yaptığı, ödemenin dava konusu bono ile ilgisinin bulunmadığını, davacı şirket yönünden davanın husumetten, diğer davacı şahıs yönünden ise kefalet borcunun devam etmesi nedeniyle davanın, reddi gerektiğini savunmuş %40 tazminatın tahsilini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davalının hem dava dışı bono borçlusu B. Alüminyum İnş. ve San.Ltd.Şti’ ne hem de davacı şirkete (T.San) mal satışı yaptığı, borçların tasfiye edildiği gerekçeleri ile davacının açmış olduğu davanın kabulüne, 13.439,03 TL tutarında davacının davalıya Kadıköy 5.İcra Md’ nün 2011/18180 esas sayılı dosya üzerinden borçlu olmadığının tesbitine, icra takip dosyasına ödenen miktar kadar alacağın davalıdan istirdatı ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HUMK’ nun 297/2 maddesine göre “Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
Somut olayda iki ayrı davacı bulunduğu halde gerekçeli kararın hüküm kısmında “davacının açmış olduğu davanın kabulü ile 13.439,03 TL tutarında davacının davalıya borçlu olmadığının tesbitine icra takip dosyasına ödenen miktar kadar alacağın davalıdan istirdatı ile davacıya verilmesine”şeklinde hüküm kurulmuş ise de menfi tespit hükmünün hangi davacı yönünden kurulduğu açıklanmadığı gibi istirdata karar verilen miktar da açıkca belirtilmediğinden kurulan hüküm infazda tereddüt yaratacak nitelikte olup HUMK’ nun 297. md. aykırı olduğundan bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına peşin harcın istek halinde iadesine, 08.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.