YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/839
KARAR NO : 2014/3181
KARAR TARİHİ : 19.02.2014
MAHKEMESİ : Osmaniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/07/2013
NUMARASI : 2011/192-2013/417
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacılar vekili, müvekkilleri aleyhine davalı yanca bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, takibe konu 75.000,00 TL miktarlı bononun müvekkillerinin murisi tarafından düzenlendiğini, davalı yanca düzenlenen 01.10.2007 tarihli belge ile bono bedelinin 67.000,00 TL’lik kısmının taksitler halinde tahsil edildiğinin, kalan 8.000,00 TL lik kısmın ise 30.12.2007 tarihinde ödenmesinin, ödenmediği takdirde de icra takibine sadece bu kısım üzerinden devam edileceğinin, faizden de feragat edildiğinin kararlaştırıldığını, buna göre 8.000,00 TL nin de icra dosyasına yatırıldığını, davalıya borcun kalmadığını ileri sürerek icra takibinden dolayı borçlu olmadıklarının tespitine ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacıların dayandığı belgedeki imzanın kendisine ait olduğunu, ancak belgenin davacıların vekili tarafından kendisinden hile yolu ile alındığını, belgede icra dairesi, dosya numarası ve imza tarihi kısımlarının sonradan doldurulduğunu, dosya borcunun tamamının ödenmediğini, davacılardan alacaklı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı yanca “ibra” başlıklı belgedeki imzanın inkar edilmediği, anılan belgeye göre, davalı alacaklının 01.10.2007 tarihi itibarıyla davacı borçlu mirasçılarından 8.000,00 TL alacağının kaldığı, bu miktar alacağın ödeme tarihinin 30.12.2007 tarihi olarak belirlendiği, davacı borçlu mirasçıları tarafından 8.000,00 TL nin 16.02.2011 tarihinde icra dosyasına yatırıldığı ve davalı alacaklı tarafından bu paranın icra dosyasından tahsil edildiği, dava tarihi itibarıyla davacıların icra dosyasından dolayı toplam 10.870,00 TL borçlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, icra takibinden dolayı davacıların (borçluların) 10.870,00 TL borçlu olduklarının tespitine, davacıların borçlu olmadıkları miktar üzerinden %40 oranında tazminatın davalı alacaklıdan alınarak davacılara (borçlulara) verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, muris Halil Toğrul’un keşidecisi olduğu bonoya dayalı icra takibi nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin olup, davanın murisin bir kısım mirasçıları tarafından açıldığı anlaşılmıştır. İcra takibi murisin mirasçıları aleyhine yapılmıştır. Murisin ölüm tarihine göre terekesi iştirak halinde olduğundan davanın tüm mirasçılar tarafından elbirliğiyle açılması ya da davacının açtığı bu davaya diğer mirasçıların muvafakatlerinin sağlanması veya terekeye temsilci tayin ettirilerek tereke temsilcisi vasıtasıyla davanın yürütülmesi gerekmektedir. Bu yön dava şartı olup öncelikle ve re’sen gözetilmelidir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi menfi tespit davasının özü ile çelişir şekilde olumlu tespit hükmü tesisinde de isabet görülmemiştir..
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.