Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/8224 E. 2014/11275 K. 16.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8224
KARAR NO : 2014/11275
KARAR TARİHİ : 16.06.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 34. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2013
NUMARASI : 2013/157-2013/286

Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Dava, bedelsiz kaldığı iddia edilen bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile icra takip dosyasına ödenen paranın istirdatı talebine ilişkindir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı senet lehtarı hakkında İstanbul 20. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2010/193 esas sayılı dosyasında açılan ceza davası sonucunda mahkemece sanık olan davalının bu davada da ileri sürüldüğü şekilde, alacak borç münasebeti nedeniyle karşılıksız kalan senedi takibe koyduğu, bu şekilde davalının “bedelsiz senedi kullanma” suçunu işlediği kabul edilerek mahkumiyetine karar verildiği ve kararın itiraz yolundan geçmek suretiyle kesinleştiği, maddi vakıayı bu şekilde saptayan ceza mahkemesinin mahkumiyet kararının mülga Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinin mefumu muhalifine göre, ceza mahkemesinin verdiği mahkumiyet kararı kesinleştiği takdirde ilgili olduğu olay hakkında hukuk hakimini de bağlayacağı cihetle davanın kabulü ile; davacı tarafın İstanbul 18 icra Müdürlüğü 2009/15232 Esas sayılı takip dosyası kapsamında davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetle takip yapıldığı tespit olunamadığından inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Yerel mahkemece ceza mahkemesi kararına dayanılarak hüküm oluşturulmuş ise de, ceza mahkemesince ”hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verilmiştir. Bu karar 5271 sayılı CMK’nın 223.maddesinde belirtilen hükümlerden değildir, dolayısıyla kesin bir mahkumiyet hükmü olarak hukuk hakimini bağlayıcı bir karar olarak değerlendirilemez. Aksi düşünüldüğü takdirde bu kararın sonucu olarak 5 yıllık deneme süresi içinde bir suç işlendiğinde mahkemece hüküm açıklanacak ve temyiz hakkı doğacak, şayet yapılan temyiz incelemesinde ceza mahkemesi kararı bozulursa hukuk mahkemesinin kararının da dayanağı ortadan kalkacak ve yargılamanın yenilenmesi gündeme gelecektir. Bu durum ise adalete olan güveni ve saygıyı zedeleyecektir.
Sonuç olarak; B.K.’ nun 53.maddesi uyarınca ceza mahkemesinin mahkumiyet kararında tespit ettiği maddi olgu hukuk hakimini bağlar ise de, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin ceza mahkemesi kararlarının böyle bir etkiye sahip olmayacağı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01/02/2012 tarih, 2011/19-639 esas ve 2012/30 sayılı kararında belirtilmiştir.
Mahkemece bu husus gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.