Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/8076 E. 2014/10987 K. 12.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8076
KARAR NO : 2014/10987
KARAR TARİHİ : 12.06.2014

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Malatya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/02/2014
NUMARASI : 2013/256-2014/42

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –

Davacılar vekili, davalının murisleri tarafından keşide edildiğini iddia ettiği 1 adet bonoya dayalı alacaklı sıfatıyla icra takibi yaptığını ve takibin usulsüz tebligat ile kesinleştirildiğini, murisin sağlığında söz konusu takibe bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını belirtmek suretiyle İcra hukuk Mahkemesine şikayet ettiğini, daha sonra murisin 2011 yılında vefat ettiğini, takibe konu bononun, murisin mirasından mal kaçırmak amacıyla, sahte imzalı ve tahrifatlı şekilde tanzim edildiğini, bu nedenle davaya konu bononun iptali ile % 40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Müvekkilinin beraber murisi olduğu babası O. Ö..’den 15.01.2008 tanzim, 15.02.2008 vade tarihli 500.000,00 TL bedelli senetle alacaklı olduğunu, müvekkilinin toplam alacağının 150.000,00 TL olup bu miktar üzerinden 20.02.2009 tarihinde icra takibi yaptığını, icra takibi yapıldıktan sonra muris O. Ö..’in imzaya itiraz ettiğini ve yargılama sonucunda senet altındaki imzanın muris O. Ö..’in eli ürünü olduğunun tespit edildiğini ve davacıların iddia ettiği gibi senette herhangi bir ekleme yada tahrifat olmadığının da tespit edildiğini, takibin usulüne uygun kesinleştiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen Adli Tıp Kurumu bilirkişi raporu doğrultusunda, imzanın davacıların murisi O. Ö..’in eli ürünü olup olmadığının tespit edilmediği, ancak takip dayanağını oluşturan senetteki imzanın borçluya (davacıya) ait olduğunun, alacaklı (davalı) tarafından ispat edilmesi gerektiği, şayet imzanın borçluya (davacıya) aidiyeti tespit edilemiyorsa bu durumda imzanın borçluya ait olmadığının kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne ve kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş , hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Davaya konu edilen 500,000,00 TL tutarlı bonoyu keşide eden muris A.. Ö..’in mirasçıları arasında davacıların ve davalının yanı sıra dava dışı E.Ö., M. akif Ö.. ve Y.Ö.. ‘in de bulunduğu dosya arasındaki veraset ilamından anlaşılmaktadır. Keşideci muris A.. Ö.. ‘in vefatı üzerine terekesi elbirliği(iştirak) halinde olduğundan mirasçıları arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Ayrıca davacılardan İ.. Ö..’inde yargılama sırasında 08/12/2013 tarihinde vefat ettiği halde mirasçılarının Davaya dahil edilmesi gerekirken dahil edilmediği görülmektedir. Bu durumda mahkemece davada taraf teşkilinin sağlanması için tüm mirasçıların davaya katılımının sağlanması ya da terekeye temsilci tayin ettirilerek temsilci vasıtasıyla yargılamaya devam edilmesi gerektiği gözetilmeksizin yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma biçimine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.