Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/8059 E. 2014/11384 K. 17.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8059
KARAR NO : 2014/11384
KARAR TARİHİ : 17.06.2014

MAHKEMESİ : İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/02/2014
NUMARASI : 2010/514-2014/156

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, dava dışı asıl borçluyla imzalanan kredi genel taahhütnamesine davalının kefil olduğunu, sözleşme kapsamında kullandırılan ticari artı para kredisi borcunun ödenmemesi üzerine yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, sözleşmedeki imzanın davalıya ait olduğunun tespit edildiği belirtilerek hesap bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, 2.096,73 TL asıl alacak, 112,36 TL İşlemiş faiz, 5,62 TL % BSMV olmak üzere toplam 2.210,14 TL üzerinden takibin devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle bankanın fiilen uyguladığı kredi faizinin alacağın hesaplanmasında dikkate alınması nedeniyle bu hususta bir usulsüzlük bulunmadığından davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı bankanın hesabın kat’ı için gönderdiği ihtarname masrafının banka alacağına ilave edilmesi gerekirken ihtarname masrafı dikkate alınmadan alacağa hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Diğer yandan davacı bankanın genel kredi taahhütnamesinden kaynaklanan alacağı likit (bilinebilir- belirlenebilir) olduğundan İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca hüküm altına alınan miktar üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru değildir.
Ayrıca hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12/2 maddesine göre, davalı yararına hükmedilen avukatlık ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden bu hüküm gözetilmeden davalı yararına fazla vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı lehine BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.