YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8023
KARAR NO : 2014/11666
KARAR TARİHİ : 24.06.2014
MAHKEMESİ : Kırıkkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/02/2014
NUMARASI : 2011/92-2014/90
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalı E.. K..’ın müvekkili aleyhine senede dayalı icra takibi yaptığını, imzanın müvekkiline ait olmadığını, imzanın müvekkiline ait olması halinde imzanın lehtar olan A.. A.. tarafından hile ve desisi yoluyla alındığını belirterek müvekkilinin senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı A.. A.. vekili, davacının iddialarını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı E.. K.. vekili, müvekkilinin senedi lehtar olan A.. A..’ten alacağına karşılık ciro ile aldığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, icra mahkemesinin kesinleşen kararına göre senetteki imzanın davacıya ait olduğu, toplanan diğer deliller ve dinlenen tanık beyanları ile dava konusu senedin davacıdan hile ile alındığı hususunun ispat edilemediği, davacının yargılama aşamasında senedin ehliyetsizlik nedeniyle geçersiz olduğu iddiasının iddianın genişletilmesi mahiyetinde olduğu davalı vekillerinin iddianın genişletilmesine muvafakatlerinin bulunmadığı, ehliyetsizliğin mahkemece re’sen araştırılamayacağı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, senetteki imzanın kendisine ait olmadığı, ait olsa bile hile ile alındığı iddiası ile menfi tespit talebinde bulunmuş, yargılama sırasında senedin ehliyetsizlik nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece davacının ehliyetsizlik iddiasının iddianın genişletilmesi kapsamında kaldığından bahisle bu husus değerlendirilmemiştir. Borçlunun ehliyeti, kamu düzeniyle ilgili olduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir. Davacının keşide tarihinde fiil ehliyetinin olup olmadığı konusunda araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı lehine bozulmasına, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.