Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/7908 E. 2014/16279 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7908
KARAR NO : 2014/16279
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

MAHKEMESİ : İzmir 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 21/05/2013
NUMARASI : 2012/50-2013/172

Taraflar arasındaki menfi tespit davası ile birleşen itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl dava olan menfi tespit davasının reddine birleşen itirazın iptali davasının kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl davanın davacılarından A.. Ö.. (birleşen davanın davalısı) vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil A.. Ö.. ve vek. Av. C.. K.. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı asil ve avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacılar vekili tarafından davalı aleyhine menfi tespit talebi ile açılan asıl dava ve davalı – karşı davacı vekilince davacılar – karşı davalılar aleyhine açılan ve bu dava ile birleştirilen itirazın iptali davasının açık yargılaması sonucunda menfi tespit davasının reddine, birleşen itirazın iptali davasının kabulüne dair verilen hüküm davacılar vekilinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece asıl dava olan menfi tespit davasının reddine, birleşen itirazın iptali davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Dairemiz bozma kararında özetle; mahkemece yapılan incelemenin karar vermeye yeterli olmadığı, zira davalının takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu miktar tam olarak saptanmadan hüküm kurulduğu, bu nedenle davacıların takip tarihi itibariyle sorumlu olduğu miktarın Yargıtay denetimine elverişli olarak saptanmasından sonra varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediği belirtilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Zira bilirkişi D.. E..’ın düzenlediği 28.12.2012 tarihli kök rapora itiraz edilmesi üzerine aynı bilirkişiden 08.04.2013 tarihli ek rapor alınmış ve yerel mahkemece kararın gerekçesinde ek raporun benimsenmiş olduğu belirtilmiş olmasına rağmen geriye dönülerek itiraza uğrayan yukarıda tarihi yazılı kök rapora göre hüküm oluşturulmuştur. Bu durum usule aykırı olduğundan mahkemece Dairemiz bozma kararı çerçevesinde 3 kişilik bilirkişi heyeti oluşturularak tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde araştırma ve inceleme yapılıp takipten sonra, itirazın iptali davasından önce yapılan ödemeler bakımından itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı da gözetilerek deliller hep birlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar karşı davalılar yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalı – karşı davacıdan alınarak, davacılar karşı davalılara ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.