Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/780 E. 2014/2725 K. 11.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/780
KARAR NO : 2014/2725
KARAR TARİHİ : 11.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2013
NUMARASI : 2011/304-2013/247

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, taraflar arasında ticari ilişki olduğunu, davalı borçlunun müvekkili şirkete olan fatura borçlarını ödememesi üzerine davalı aleyhinde Ankara 18. İcra Müdürlüğü’ nün 2009/5256 sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesinin ve duruşma gününün tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davalının gönderdiği ihtarname içeriğinde davalının fatura konusu malzemelerin teslim edilmediğine ilişkin herhangi bir savunmasının bulunmadığı, ayrıca dosya kapsamında bulunan kargo şirketlerinin yazılarından fatura içeriği malzemelerin çeşitli kargo firmaları ile davalı çalışanlarına teslim edildiğinin anlaşıldığı, uyuşmazlığın faturalardaki malzemelerin kilo ve fiyatları arasında fark olup olmadığına ilişkin olup, faturalardaki malzemelerin kilo ve fiyatlarının gerçeği yansıttığı hususunun ise davacı tarafça ispatlanamadığı, davacı tarafın incelenen 2007-2008 yılı ticari defter ve belgelerindeki kayıtlara göre takip tarihi itibariyle davalı adına düzenlediği fatura bedelleri toplamının 221.598,99-TL olduğu, defter kayıtlarına göre davalı tarafça yapılan ödeme ve iade faturaları bedelleri toplamının 161.648,05-TL olduğu ve böylece davacının defter kayıtlarına göre bakiye alacak miktarının 59.950,94-TL olduğu belirtilerek, davanın kısmen kabulüne, Ankara 18. İcra Müdürlüğü’ nün 2009/5256 sayılı dosyasında yapılan takibe itirazın kısmen iptali ile 59.950,94-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili için takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak faturaya dayanıp likit olduğundan kabul edilen alacağın %40’ı oranında hesaplanan 23.980,38-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı savunmasında, dava konusu faturalarda belirtilen miktarlarda malın teslim edilmediğini, miktar ve fiyat konusunda uyuşmazlık bulunduğunu ve kendi yaptıkları hesaba göre gerçek kilo ve fiyatlar saptanıp teslim edilmeyen kısım yönünden iade faturaları düzenlendiğini, ancak bu iade faturalarından birkısmının davacı defterlerine işlenmediğini, taraflar arasındaki ihtilafın da bu noktada toplandığını belirtmiştir. Her ne kadar mahkemece davalının cevabi ihtarnamesindeki açıklamalar kabul beyanı gibi nitelendirilmişse de, ihtarnamedeki açıklamaların taraflar arasındaki ihtilafın hangi noktada toplandığını belirtmeye yönelik olduğu ve bu nedenle kabul beyanı olarak nitelendirilemeyeceği sonucuna varıldığından, yerel mahkemenin bu hususa ilişkin gerekçesinde isabet görülmemiştir.
.Bu durumda davacı, iddia ettiği kadar malı davalıya teslim ettiğini usulen kanıtlamakla yükümlüdür. O halde mahkemece dosyaya sunulan irsaliyeler, kargo belgeleri ve faturalar üzerinde yeterli araştırma ve inceleme yapılarak, davalı defterleri de incelenip ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınıp deliller hepbirlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalının dosyada tebligat yapılabildiği adresi mevcutken, defterleriyle ilgili isticvap davetiyesinin kendisine daha önce tebligat yapılmış adres yerine, ticaret sicilinden getirtilen adrese tebligat gönderilip, bila tebliğ gelmesi üzerine 7201 S. Yasanın 35. maddesine göre tebligat yapılmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması ve bu şekilde eksik inceleme sonucu yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.