Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/7752 E. 2014/11000 K. 12.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7752
KARAR NO : 2014/11000
KARAR TARİHİ : 12.06.2014

MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/12/2013
NUMARASI : 2011/59-2013/717

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 06/07/2011 tarihinde malzeme alış sözleşmesi yapıldığını, yapılan sözleşme gereğince müvekkili şirket tarafından ciro edilen sözleşmede belirtilen Bank …. Bankası A.Ş. …. Şubesi’ne ait 20/09/2011 keşide tarihli, çek no: B-4…9 olan 53.000,00 TL bedelli, yine Asya Katılım Bankası A.Ş. …. Şubesine ait 20/09/2011 keşide tarihli çek no: B-4…0 olan 53.000,00 TL bedelli çeklerin 06/07/2011 tarihinde davalı şirkete teslim edildiğini, ancak davalı şirketin sözleşmede belirtilen çekleri teslim almasına karşı edimini yerine getirmediğini ve sözleşmeye konu demirleri müvekkili şirkete teslim etmediğini, davalıya teslim edilen Asya Katılım Bankası A.Ş. …. Şubesine ait 20/09/2011 tarihli çek no: B-4750159 olan 53.000,00 TL bedelli çekin ise halen davalının elinde bulunduğunu, anlaşmaya uygun şekilde edimini ifa etmeyen davalının kötü niyetli hareket ederek müvekkili şirket tarafından kendilerine teslim edilen çeklerden Asya Katılım Bankası A.Ş. … Şubesine ait 20/09/2011 keşide tarihli B-4…0 nolu çeki ise diğer davalı E.. S..’ya ciro ettiğini, davalıların kötüniyetli hareket ettiklerini, davalı E.. S..’nın da bu çeki K. Maraş 1. İcra Müdürlüğü’nün 2011/3995 esas sayılı takip dosyası ile takibe koyduğunu belirterek, K. Maraş 1. İcra Müdürlüğü’nün 2011/3995 esas sayılı icra dosyasından dolayı müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, müvekkili şirketin ciro ettiği Bank Asya Katılım Bankası A.Ş. … Şubesine ait 20/09/2011 tarihli ve B-4750160 nolu 53.000,00 TL bedelli çekin iptaline, alacağın % 40’ından aşağı olmamak üzere davalılar aleyhine tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı E.. S.. vekili, davanın reddi ile davacı aleyhine % 40 oranında tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı Vesoarena …..Ltd. Şti. davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, çekin bir ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerektiği, davacının peşin satışla ilgili yasal karinenin ve çekin bir ödeme vasıtası olduğu hususuna ilişkin kuralın aksini iddia ederek ileride teslim edilecek mallara karşılık olarak davalı şirkete avans niteliğinde çek verdiğini, ancak davalının mal teslim etmediğini iddia ettiği, bu durumda ispat külfeti davacıda olup bu yöndeki iddianın HUMK 288 vd (HMK 290 vd ) maddeleri uyarınca usulüne uygun delillerle kanıtlanması gerektiği, davacının davasını yazılı delillerle ispatlayamadığı, ticari defterlerin HMK’nın 222. maddesi gereğince davacı lehine delil olmadığı, diğer davalı E.. S..’nın iyi niyetli 3. kişi olup, ciro yoluyla çeke sahip olduğu gerekçesiyle, davanın reddine, asıl alacak üzerinden hesaplanacak %40 tazminatın davacıdan alınarak davalı E.. S..’ya verilmesine karar verilmiş olup, mahkeme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
(1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
(2) Dosyaya sunulan 06/07/2011 tarihli malzeme alım sözleşmesi içeriğinden dava konusu çekin davacı tarafından davalı şirkete sipariş edilecek mallara karşılık avans olarak verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece öncelikle anılan sözleşme altındaki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığı yönünden davalı şirkete isticvap davetiyesi çıkartılarak sözleşmenin davalı şirketçe kabulü halinde mal teslimine ilişkin ispat külfetinin davalı şirkette olduğu gözetilerek ispat olanağı tanınıp, deliller eksiksiz olarak toplandıktan sonra hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bend uyarınca davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde belirtilen nedenlerle hükmün davacı yararına bozulmasına, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.