Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/7627 E. 2014/10474 K. 04.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7627
KARAR NO : 2014/10474
KARAR TARİHİ : 04.06.2014

MAHKEMESİ : Alaşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/01/2014
NUMARASI : 2011/174-2014/40

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, takip konusu senet miktarı kadar malzeme alınmadığını, senedin sonradan doldurulduğunu ileri sürerek müvekkilinin takipte 13.049 TL. İçin borcunun bulunmadığına ve %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinden C.. Ö.. tarafından davacıya satılan inşaat malzemeleri karşılığında fatura ve takip konusu bononun düzenlendiğini, davacının borcunu ödememesi üzerine ekonomik anlamda sıkıntı içinde olan müvekkilinin diğer davalıya olan borcu nedeniyle bu senedi ciro ettiğini, davacının kötü niyetli olarak borcunu ödemediğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalıların Savcılık aşamasındaki beyanları ile mahkemedeki 01.03.2013 tarihli duruşmadaki isticvap beyanları arasında çelişki bulunduğu, davalı tarafın ticari defterlerine dayandığı ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 222. maddesine göre kapanış tasdiki yapılmamış olan defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilemeyeceği, davalı C.. Ö..’ın sahibi olduğu işletmenin ticari defter kayıtlarında davacı adına düzenlenen faturaların peşin ve nakit olarak kasaya dahil edildiği, taraflar arasında söz konusu malların teslim edildiğine ilişkin yazılı bir belge bulunmadığı, faturanın tek başına malın teslim edildiğine ilişkin karine teşkil etmeyeceği, davacı tarafından düzenlenen ve takibe dayanak yapılan 15.000,00 TL bedelli bonoya ilişkin davalının işletmesinin ticari defterlerinde alacak senetleri hesabı kaydının olmadığı, bu sebeple söz konusu bononun fatura alacağı ile ilgisinin bulunmadığı, davacının takip alacağının 1.950,00 TL lik kısmından borcu olduğuna ilişkin samimi beyanı da nazara alınarak davacı H.. K..’ın takip dosyasında takibe konu olan miktarın 13.049,00 TL lik kısmından dolayı borçlu olmadığı kanaati oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının icra takip dosyasındaki takip miktarının 13.049,00 TL’lik kısmından dolayı borçlu olmadığının tespitine, davacı taraf davalı takip alacaklısının kötü niyetli olduğunu kanıtlayamadığından davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, İcra takibine konu lehtarı C.. Ö.., hamili E.. K.. olan “malen” kaydı bulunan 15.000 TL. Bedelli senet kadar davalı Cafer’den mal alınmadığı, takipte 13.049 TL. Borçlu olunmadığı, hamil E.. K..’un ise tanınmadığı iddiasıyla açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı ise senette keşidecidir. Somut olayda, davacı dosya içeriğine göre davalı-hamil E.. K..’un iş bu senedi davacı-borçlunun zararına olacak şekilde kötü niyetli veya ağır kusurlu olarak aldığını TTK’nın 599. md. gereği ispat edememiştir. Nitekim Alaşehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından güveni kötüye kullanmak ve resmi belgede sahtecilik suçlarından yapılan soruşturma sonunda her iki davalı hakkında takipsizlik kararı verilmiş, bu karara karşı davacı-müşteki tarafından yapılan itiraz Salihli Ağır Ceza Mahkemesince reddedilmiştir. Davacı-müşteki Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki davalı Cafer’in verdiği defter şeklindeki boş belgeyi imzalarken yanında kimse olmadığını ifade etmiştir. E.. K.. ise savcılık ifadesinde ve isticvap beyanında davalı Cafer’e ortak olmak için para verdiğini ileri sürmüş, davalı Cafer bu senedi E.. K..’tan aldığı borç para karşılığında verdiğini beyan etmiştir. Bu durumda davalı-hamil E.. K..’un davacının zararına olacak şekilde uyuşmazlık konusu senedi bile bile iktisap ettiği ispat edilemediğnden bu davalı yönünden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile adı geçen davalı yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalılar vekili yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.