Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/761 E. 2014/3844 K. 27.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/761
KARAR NO : 2014/3844
KARAR TARİHİ : 27.02.2014

MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08/05/2012
NUMARASI : 2011/136-2012/184

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek.Av.C.C.. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili tarafından davalıdan satın alınan beton karşılığında davalıya 28.05.2008 keşide tarihli ve 260.000,00 TL bedelli 28.06.2008 keşide tarihli ve 260.000,00 TL bedelli 28.07.2008 keşide tarihli ve 270.000,00 TL bedelli düzenlenen üç adet çek verildiğini, ancak bu çeklerin süresinde ödenemediğini, davalı tarafından müvekkili aleyhine Kocaeli 3. İcra Müdürlüğü’nün 2008/7468 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, müvekkili tarafından icra takibinden sonra 665.000,00 TL’nin alacaklı davalı şirketin hesabına banka kanalıyla ödendiğini, ancak icra dosyasında takip tarihinden sonra yapılan ödemelerin düşülmeksizin takibe devam edildiğini belirterek müvekkili tarafından takip konusu çeklere mahsuben yapılmış ödemeler dikkate alınarak müvekkilinin davalıya 660.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine, takibinde haksız ve kötü niyetli bulunan davalı aleyhine % 40’dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirketten olan alacağının tahsilini teminen 08.08.2008 tarihinde Kocaeli 3. İcra Müdürlüğü’nün 2008/7468 E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yaptığını, ödeme emrinin tebliği üzerine davacı borçlu şirket tarafından davaya konu icra takip dosyasına herhangi bir itirazda bulunulmadığını ve takibin kesinleştiğini, davacı tarafından yapıldığı iddia edilen ödemelerin borçlu davacı şirketin cari hesaptan kaynaklanan diğer borçlarından mahsup edildiğini bildirerek davanın reddi ile müvekkili lehine % 40’dan aşağı olmamak kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davacı tarafından yapılan ödemeler toplamının 665.000,00 TL olduğu ve bu miktarın takip tarihinden sonra yapıldığı, dava tarihi itibariyle davacının icra takibi nedeniyle 127.614,30 TL daha borcu bulunduğu, tedbir kararı ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiğinden davalının tazminat talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle açılan davanın kısmen kabulü ile davacının takip tarihi itibariyle çek bedelleri kadar borçlu olduğu, takipten sonra icra dosyasına değil, banka havalesi ile kısmi ödemede bulunduğu, bilirkişi raporuna göre Borçlar Kanununun 84 maddesi gereğince yapılan ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubu gerektiği, bu şekilde yapılan hesaplama ile davacının ödediği miktar düşüldükten sonra bakiye 127.614,30 TL ödenmemiş borç bulunduğunun tespitine,( bu miktar için davanın reddine) 537.385,70 TL borcun ödendiğinin tespitine, (bu miktar kadar davanın kabulüne ) tedbir talebi nedeniyle takip durduğundan alacaklı lehine 127.614,30 TL üzerinden hesap edilecek % 40 tazminatın davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, davacı borçlunun tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davalı alacaklı Kocaeli 3. İcra Müdürlüğü’nün 2008/7468 E. sayılı dosyasında davacı borçlu aleyhine 08/08/2008 tarihinde 28.05.2008 keşide tarihli ve 260.000,00 TL bedelli 28.06.2008 keşide tarihli ve 260.000,00 TL bedelli 28.07.2008 keşide tarihli ve 270.000,00 TL bedelli çeklere dayalı olarak 665.000,00 TL asıl alacak, 16.780,68 TL İşlemiş faiz, 33.250,00 TL %5 tazminat, 1.995,00 TL %0,30 komisyon, 179,20 TL ihtiyati haciz masrafı ve vekalet ücreti olmak üzere toplam 717.204,88 TL alacağın tahsili için kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla icra takibine başlamış, davacı borçlunun 05/09/2008 tarihinde 270.000,00 TL, 05/09/2008 tarihinde 130.000,00 TL, 26/08/2008 tarihinde 260.000,00 TL olmak üzere toplam 660.000,00 TL banka aracılığıyla takip konusu senetlere mahsuben ödeme yapmış olduğu dosya içeriği ile sabittir.
Davalı alacaklı davacının banka aracılığıyla yapmış olduğu bu ödemeleri kabul etmiş, ancak, cari hesaptan kaynaklanan başka bir alacaktan mahsup ettiğini savunmuştur.
Davacı borçlu davasını açarken banka aracılığıyla 660.000,00 TL, elden 5.000,00 TL ödendiğini, ancak bu davasında 660.000,00 TL banka aracılığıyla yapılan ödemelere dayandığını, bir başka deyişle menfi tespit davasının değerinin 660.000,00 TL olduğunu bildirmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar gözetildiğinde davacı borçlunun banka dekontlarına yazdırdığı meşruhattan ödemelerin takip dayanağı senetlere ait olduğunun kabulü gerekir. Aksini ispat yükü, yani ödemelerin bir başka alacağına mahsup edildiğine dair savunmayı davalı yan usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır.
Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş, davalı alacaklının takip konusu yaptığı miktardan davacı ödemelerinin BK md. 84’de gözetilerek mahsup edilip, gerekli görüldüğünde bu hesaplama bakımından konusunda uzman bilirkişi kurulundan yeni bir rapor alınarak deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle uygun sonuç dairesinde bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece eksik incelemeyle yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru olmadığı gibi İİK md. 72 hükmü gereğince davacı borçlu yararına tazminata hükmedilmesi için davalının takibinde haksız ve kötüniyetli olması gerektiğinin, davalı alacaklı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için verilen ve infaz edilen bir tedbir kararı nedeniyle davalı alacaklının alacağına geç ulaşmış olmasının kanıtlanması gerektiğinin gözardı edilmiş olması da usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, 27.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.