Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/7462 E. 2014/10559 K. 05.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7462
KARAR NO : 2014/10559
KARAR TARİHİ : 05.06.2014

MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 03/12/2013
NUMARASI : 2012/251-2013/461

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı şirket arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesini diğer davalının kefil olarak imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davalı şirket yönünden 15.803,25 TL asıl, 77.78 TL işlemiş faiz, 3.89 TL BSMV olmak üzere toplam 15.884,92 TL, davalı F.. Ö.. yönünden 15.000 TL asıl, 75 TL işlemiş faiz, 3.75 TL BSMV olmak üzere 15.078,75 TL üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıların %40 oranında icra inkar tazminatıyla sorumluluklarına karar verilmiş, taraf vekillerinin temyizi üzerine, aynı vekille temsil edilen davalılar vekili yararına tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı ve yine takipten sonra davadan önce yapılan ödemeler yönünden davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı dava tarihi itibariyle alacak miktarı saptanıp alacak ve icra inkar tazminatı yönünden bu miktarın dikkate alınması gerekirken ödemelerin infazda dikkate alınacağının belirtilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle hükmün taraflar yararına bozulmasına karar verilmiş, bozma sonrası yapılan yargılamada toplanan delillere göre, dava tarihi itibariyle davacı bankanın asıl borçlu davalı şirketten 13.608,71 TL asıl alacak, toplam alacağı bulunduğu gerekçesiyle davalıların itirazının 13.608,71 TL toplam alacağı bulunduğu gerekçesiyle davalıların itirazının 13.608,71 TL asıl alacak (davalı Fuat’ın 12.671,50 TL’den sorumlu olmak kaydıyla), 2.218,22 TL işlemiş faiz (davalı Fuat’ın 2.065,45 TL’den sorumlu olmak kaydıyla) 110.91 TL BSMV (davalı Fuat’ın 103.27 TL’den sorumlu olmak kaydıyla) üzerinden iptaline takip tarihinden itibaren asıl alacağa %36 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanmak suretiyle takibin devamına ve davalıların %40 oranında tazminatla sorumluluklarına karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Hükme esas alınan bilirkişi raporunda takipten sonra, davadan önce 27.07.2009 tarihinde yapılan 3.305 TL’lik ödemenin öncelikle faiz ve BSMV’den mahsup edilmek suretiyle yapılan hesaplama sonunda davacının 27.07.2009 tarihi itibariyle asıl borçlu davalı şirketten 13.608,71 TL (davalı kefil Fuat’tan 12.671,50 TL) alacaklı olduğu saptanmış, bu tutarlara, 27.07.2009 tarihinden itibaren %36 temerrüt faizi uygulanmak suretiyle yapılan hesaplama sonunda ise dava tarihi itibariyle davacının davalı asıl borçlu şirketten 13.680,71 TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 15.937,84 TL (davalı kefil Fuat’tan 12.671,50 TL si asıl alacak olmak üzere toplam 14.840,23 TL)
alacaklı olduğu tespit edilmiş ve anılan bu rapor benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Raporda hesaplanan ve hüküm altına alınan bu tutarlar dava tarihi itibariyle saptanan miktarlar olup mükerrer faiz uygulanmasına yol açacak şekilde asıl alacağa takip tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi usül ve yasaya aykırıdır.
3- Dava kısmen kabul edildiği halde kendilerini davada vekil aracılığıyla temsil ettiren davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu konuda olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) ve (3) nolu bentlerde belirtilen sebeplerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.