Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/7438 E. 2014/10524 K. 04.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7438
KARAR NO : 2014/10524
KARAR TARİHİ : 04.06.2014

MAHKEMESİ : Kırklareli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 19/11/2013
NUMARASI : 2010/115-2013/432

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 24.11.2009 tarihli alım-satım sözleşmesi gereğince davalının sözleşmeye konu tıbbi cihazları satmayı, müvekkilinin de KDV dahil 43.200 TL ödemeyi karşılıklı olarak taahhüt ettiklerini, ancak davalının sözleşme kapsamında bazı malzemeleri müvekkille teslim etmediğini, bunun üzerine yanlar arasında 26.12.2009 tarihinde ek protokol imzalanarak teslim edilmeyen cihazların teslimi konusunda anlaşma yapıldığını, imzalanan ek protokolde malzeme eksikliğinden dolayı davalı firmaya çek-senet verilmeyeceği belirtilmiş olmasına rağmen müvekkilinin 05.01.2010 tarihinde (2) adet çek ve (14) adet senedi düzenleyerek davalıya verdiğini, ancak davalının eksik olan malzemeleri teslim etmediği gibi arızalı olan “Soğuk ışık Kaynağı Halojen 250 watt” adlı cihazın yenisi ile değiştirilmediğini, müvekkilinin davalıya keşide ettiği ihtarname ile eksik malzeme tesliminden dolayı sözleşmenin tek taraflı olarak fesih edileceğinin ihtar edildiğini, buna rağmen teslimatların yapılmadığını ileri sürerek sözleşme ve ek protokolün feshi ile birlikte müvekkili tarafından davalı firmaya verilen (14) adet senet ve (2) adet çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmede belirtilen malların davacıya eksiksiz ve tam olarak teslim edildiğini, buna rağmen davacının ödeme yapmadığını, davacıdan çek ve senetleri alabilmek için ek protokolün imzalandığını, müvekkilinin teslim yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davaya konu çek ve senetlerin müvekkili şirkette olmayıp iyiniyetli üçüncü kişilere ödeme karşılığında verildiğini belirterek davanın reddine ve %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, davanın icra takibinden önce açılan menfi tespit davası olduğu, uyuşmazlığın davalının eksik mal teslim edip etmediği konusunda toplandığı, yanlar arasında imzalanan 26.12.2009 tarihli Ek Protokolde “eksik bulunan bu (6) kalem emtianın eksikliğinden dolayı davalı firmaya çek ve senet verilmeyeceği” yönünde hüküm bulunduğu, bu sözleşme hükmüne rağmen davacı yanca Ek Protokolden sonra 05.01.2010 tarihinde dava konusu çek ve bonoların davalı yana teslim edildiği, bu durumda davacının eksik ifayı kabul ederek çek ve senetleri teslim ettikten sonra kabul ettiği borçla ilgili eksik emtia teslimi yapıldığı iddiasıyla menfi tespit davası açmasının yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine, davaya konu konu 2 adet çek yönünden bankaya ibrazları halinde ödenmemesi yönünde tedbir kararı verildiği ve bu çeklerden birinin ayrıca davacı yanca icra takibine konu yapıldığı, bu takip yönünden takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiği, bu nedenle davalı alacaklı tarafın alacağına geç kavuştuğundan davaya konu 2 adet çek tutarı üzerinden %40’ına tekabül eden 2.000,00 TL tazminatın davacıdan tahsiline, davaya konu bonolar yönünden ise koşulları oluşmadığından davalı yararına tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki yerinde görülmeyen öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- İİK.nun 72.maddesi hükmü uyarınca menfi tesbit davasında borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesi için alacaklının davayı kazanması yeterli olmayıp, ayrıca ihtiyati tedbir kararı dolayısıyla alacağını geç tahsil etmesi gerekir. Somut olayda dava konusu çeklerden 0012061 no.lu 20.02.2010 keşide tarihli 2.500,00-TL bedelli çek için İİK.nun 72. maddesi anlamında davalı aleyhine infaz edilmiş bir tedbir kararı olmadığı gibi davalı tarafından yapılmış bir icra takibi de bulunmadığından bu çek yönünden davalı yönünden alacağın tahsilinin geciktirilmesinden söz edilemez. Açıklanan nedenlerle sözkonusu 20.02.2010 tarihli 2.500,00-TL çek üzerinden davacı aleyhine %40 tazminata hükmedilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3-Davalı vekilinin temyizi yargılama giderlerine yöneliktir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olmasına göre, davalının yargılama sırasında sarf ettiği giderleri konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına (3) no.lu bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.