YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7224
KARAR NO : 2014/9576
KARAR TARİHİ : 21.05.2014
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/09/2013
NUMARASI : 2012/97-2013/446
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili; davalı banka ile davadışı şirket arasında akdolunan genel nakdi gayrinakdi kredi sözleşmesinde müvekkilinin kefil olarak yer aldığını kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle müvekkilinin de arasında yer aldığı kredi borçluları aleyhine takibe girişilmiş ise de kefilet akdinin yasal şartları taşımadığını, hakkaniyete uygun bulunmadığını belirterek, takibin iptaline ve takip nedeniyle müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı iddialarının doğru olmadığını kefalet akdinin geçerli bulmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuş ve %40 oranında tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacının kefil olarak sorumlu olduğu miktarın 10.000,00 TL bulunduğu, takipteki diğer fazlalıkların asıl alacağın fer’ileri olduğu, yargılama sırasında yapılan ödemelerin ise icra müdürlüğüne gözününde tutulması gerektiğinde bahisle davanın ve koşulları oluşmayan davalı bankanın tazminat isteminin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Dava banka genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için müteselsil kefil olan davacı aleyhine girişilen icra takibinden dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacının kefil olarak imzaladığı genel kredi sözleşmesinde kefalet limiti olarak 10.000,00TL gösterilmiştir. Kural olarak kefil kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumludur. Davalı taraf davacı kefile gönderdiği hesap kat ihtarnamesinde 11.957,11 TL alacağın tahsili talebinde bulunmuş, icra takibinde ise işlemiş faiz ve fer’ileriyle toplam 13.304,84 TL alacak talep etmiştir. Hesap kat ihtarı tebliğine göre kefilin 28.04.2010 tarihinde temerrüde düştüğü, takibin ise 20.05.2010’da yapıldığı dosya kapsamında anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davacı kefilin sorumluluğu temerrüt tarihi ile takip tarihi arasındaki dönemde kefalet limiti olan 10.000,00 TL’ye işletilecek temerrüt faizinin kefalet limiti olan 10.000,00 TL’ye eklenmesi suretiyle bulunacak meblağ kadar alacağından mahkemece bilirkişiden bu konuda ek rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.