YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7206
KARAR NO : 2014/11488
KARAR TARİHİ : 19.06.2014
MAHKEMESİ : Denizli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2012
NUMARASI : 2006/545-2012/468
Taraflar arasındaki karşılıklı menfi tespit-istirdat-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı birleşen dosya davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar birleşen dosya davalıları vek.Av. S. K.. ile davalı birleşen dosya davacısı asil F.. Ç.. ve vek.Av. Ö. D..’ un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan davalı birleşen dosya davacısı asil ve avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacılar vekili, davalının davacılar aleyhine 30.03.2000 tarihinde bono ile giriştiği icra takibinde evde haciz uygulanması üzerine haciz tehdidi altında icra dairesine 625,24 TL ödenip, bononun iade alındığını, incelenmesinde imzaların sahte olduğunun görüldüğünü, sonrasında davalının bu kerre 108.000,00 D.M. bedelli bono ile aleyhe diğer icra takibine başladığını, bonodaki imzanın davacı S.. U..’ a ait olmadığını belirterek, Denizli 4. İcra Müdürlüğü’ nün 2000/1424 sayılı takip dosyasına haciz tehdidi ile ödenen 625,24 TL’ nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline, aynı icra müdürlüğünün 2000/4612 sayılı takip dosyasındaki senetten dolayı borçlu olunmadığının tespitine, % 40′ tan az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davacılardan S.. U..’ ın vefatı üzerine mirasçıları davaya müdahil olmuşlardır.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı F.. Ç.. vekili, davalı S.. U..’ ın hissesi bulunan taşınmazdaki hissesinin müvekkiline satışı hususunda anlaşmaya varılmasıyla davalıya 110.000,00 D.M. ödeme yapıldığını, davalıdan verilen paranın teminatını teşkil etmek üzere 2.000,00 D.M. Ve 108.000,00 DM. bedelli iki adet bononun alındığını, ancak davalının tapu devir işlemini gerçekleştirmediğini, ödenen parayı da iade etmediğini, 2.000,00 D.M. bedelli bononun tahsili için girişilen icra takibinde bedeli ödediğini, sonrasında 108.000,00 D.M. bedelli bono ile takibe başlandığı halde, davalının imzasını inkarla menfi tespit davası açtığını belirterek, 55.219,00 TL alacağın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davalı S.. U..’ ın vefatı üzerine davaya mirasçıları aleyhine devam olunmuştur.
Birleşen dava davalısı S.. U.. vekili, müvekkilinin davacıya mal satmadığını, hiçbir bedel de almadığını, protokoldeki imzanın sahte olduğunu, davalının imzası bulunmayan protokolün bağlayıcı olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre, 2.000,00 D.M. tutarlı bono ile girişilen icra takibinde davacı yanın ödediği paranın ödenme tarihi ile dava tarihi arasında bir yıllık hak düşürücü süre geçmiş olduğundan istirdat davasının reddine, menfi tespit davasına konu 108.000,00 D.M. bedelli bonodaki borçlu imzasının S.. U..’ ın eli ürünü olduğu tespit edilemediğinden ve alacaklı yan da alacağın varlığını ispat edemediğinden 108.000,00 D.M. bedelli bono nedeniyle davacı S.. U.. mirasçılarının davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, icra takibine konu alacağın % 40′ ı oranında tazminatın davalıdan tahsili ile davacı S.. U.. mirasçılarına verilmesine, ispat edilemeyen birleşen davanın reddine karar verilmiş,hüküm davalı-birleşen dava davacısı F.. Ç.. vekilince temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-birleşen dava davacısı F.. Ç.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Menfi tespit davasına konu Denizli 4. İcra Müdürlüğü’ nün 2000/4612 sayılı icra dosyasında takip yabancı para üzerinden yapılmış olup, harca esas değer Türk Lirası üzerinden gösterilmiştir.
Yabancı para alacağı ile ilgili icra takibinde, İİK’ nun 72. maddesine göre tazminata Türk Parası olarak hükmolunur. Bu durumda mahkemece yabancı paraya isabet eden tutarın Türk Lirası karşılığının belirtilip, belirtilen bu rakamın % 40′ ına karşılık gelecek miktar üzerinden tazminata karar verilmesi gerekirken, ”takip konusu alacağın % 40′ ı oranındaki kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak, davacı S.. U.. mirasçılarına verilmesine” şeklinde infazdan tereddüt yaratacak biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı-birleşen dava davacısı F.. Ç.. vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı birleşen dosya davacısı F.. Ç.. lehine BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı – birleşen dosya davacısı F.. Ç.. lehine takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacı birleşen dosya davalısı S.. U.. mirasçılarından alınarak davalı birleşen dosya davacısı F.. Ç..’ a verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.