Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/711 E. 2014/2652 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/711
KARAR NO : 2014/2652
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili; müvekkili banka ile dava dışı … Yapı İnş. ve Tic. A.Ş. arasında imzalanan kredi genel sözleşmeleri uyarınca kredi kullandırıldığını, davalıların kredi sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, kredi taksitlerinin ödenmemesi nedeniyle hesabın katedilerek davalılara ihtarname gönderildiğini, yapılan ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalıların borcun faiz ve fer’ilerin tamamına itiraz ettiklerini, davalıların icra takibine konu alacağın 1.268.534,94 TL’lik kısmını kabul ettiklerinden takibin bu kısmının kesinleştiğini belirterek takip alacağının 106.476,15 TL’lik işlemiş faiz ve 5.323,81 TL gider vergisi kısmı ile faiz ve fer’ilerine yönelik itirazlarının iptali ile takibin devamına ve%40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; davacının icra takibinde talep etmiş olduğu işlemiş faiz miktarı ile bu faiz miktarı üzerinden talep edilen %5 oranındaki gider vergisinin fazla hesaplandığını ve yargılamayı gerektirdiğini, %72 olarak uygulanan faiz oranını da kabul etmediklerini, ayrıca masraf adı altında istenilen 961,73 TL’nin belgesi olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen 04/10/2012 tarihli bilirkişi ek raporu doğrultusunda; taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesinde temerrüt faiz oranının kararlaştırılmadığı, ancak sözleşmede, müşteriye açılmış kredilere, takip veya dava tarihinde geçerli olan temerrüt faizi oranının uygulanması ve bankanın değiştirilmiş olan bu yeni temerrüt faizi oranlarının yükseltilmesi halinde bu yeni temerrüt faiz oranını isteyebileceği yönünde bir düzenlemenin yer aldığı, bankanın 01/12/2009 tarihli genel mektubunda, fiilen uygulanabilecek en yüksek faiz oranları TL krediler için %36, temerrüt faiz oranının ise T.C. Merkez Bankasına bildirilen en yüksek ticari faiz oranının %100 fazlasıyla uygulanacağının bildirildiği, sözleşmede, banka tarafından bildirilen en yüksek oranın 2 katının temerrüt faizi olarak uygulanabileceğine yönelik bir hüküm bulunmadığı, genel mektubun ise sözleşmenin bir hükmü olmayıp bankanın şubelerine gönderdiği bir bildiri mahiyetinde olduğu, davacı bankanın temerrüt faizi talep edebileceği tarih aralığında 3095 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca ticari işlere uygulanacak Merkez Bankasınca belirlenen avans faiz oranının %16 olduğu, TBK’nın 120. maddesi uyarınca temerrüt tarihi itibariyle en fazla % 32 oranında temerrüt faizi talep edilebileceği, her ne kadar TTK’nın 8/1 maddesinde ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceğine ilişkin hüküm var ise de faiz ve temerrüt faizi oranının kamu düzenine ilişkin olduğu ve taraflarca sınırlayıcı hükümler içinde serbestçe belirlenebileceği, gerek sözleşmede açıkça bir hüküm bulunmaması gerekse TBK’nın 88 ve 120. maddelerindeki sınırlayıcı hükümler çerçevesinde davacı bankanın %36 oranı üzerinden hesaplanacak faiz miktarını isteyebilecekleri gerekçesiyle itirazın kısmen iptaline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen banka genel kredi sözleşmesinde temerrüt faizi oranı açıkça belirtilmediğinden sözleşmenin 53. maddesi uyarınca davacı bankanın fiilen uyguladığı temerrüt faiz oranı üzerinden karar verilmesinde sonuç olarak isabetsizlik yoksa da, yerel mahkemenin bu sonuca ulaşmasında belirttiği gerekçeler somut olaya uygun düşmemektedir. Zira banka kredi sözleşmeleri TTK’nın 4. maddesinde öngörülen ticari işlerden olduğundan somut olayda TBK’nın 88. ve 120. maddelerinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Ticari işlerde 6102 sayılı TTK’nın (6762 sayılı TTK’nın) 8. maddesi uyarınca faiz oranları serbestçe kararlaştırılabilir. Mahkemece aksi yönde bir gerekçeye yer verilmesi doğru değil ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 438/son maddesi uyarınca hükmün gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün gerekçesi değiştirilerek belirtilen gerekçe ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.