Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/697 E. 2014/16466 K. 18.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/697
KARAR NO : 2014/16466
KARAR TARİHİ : 18.11.2014

MAHKEMESİ : Nazilli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/06/2013
NUMARASI : 2003/509-2013/189

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı S.. B.. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, davalı tarafından takibe konulan senedin müvekkilinden hile ile alındığını, davalıya herhangi bir borcun bulunmadığını bildirerek senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, dinlenen davacı tanıklarının beyanları, dosyaya sunulu teyp çözümüne ilişkin kayıtlar dava dışı Hüseyin Naim ve davalının arkadaşı olan F.. Ç.. isimli kişinin davacı ile telefon görüşmeleri dikkate alındığında, her ne kadar ceza dosyasında davalı beraat etmiş ise de, beraat kararının hukuk mahkemesini bağlamayacağı, dava konusu senedin hile ile alındığı kanaatine ulaşıldığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, bono nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı vekili dava konusu bononun müvekkiline hile ile imzalatıldığını iddia etmiş, davalı vekili ise davanın reddini istemiştir.
Davacı tarafça bonodaki imza inkar edilmemiştir. Kaldı ki ceza davası sırasında alınan Adli Tıp Kurumu raporu ile de imzanın davacıya ait olduğu saptanmıştır. Senede karşı ileri sürülen her türlü iddia ve def’inin yazılı delille kanıtlanması usul hükmü gereğidir. Her ne kadar davacı hile iddiasına dayanmış ve bu konuda tanık dinlenebileceğini ileri sürmüş ise de, dava dilekçesinde açıklanan hususlar hile niteliğinde vakıalar olarak nitelendirilemez. Davalının tanık dinlenmesine muvafakatı da bulunmamaktadır.
Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin, somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.