Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/6713 E. 2014/10536 K. 05.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6713
KARAR NO : 2014/10536
KARAR TARİHİ : 05.06.2014

MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/01/2014
NUMARASI : 2010/866-2014/14

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalı aleyhine genel kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takibe konu sözleşmelerde müvekkilinin kefil sıfatıyla imzasının bulunmadığını ve takip konusu edilmeyen 13/04/2004 tarihli genel kredi sözleşmesine müvekkilince kefil sıfatıyla imza atıldığını, bu kredinin de kredi borçlusu tarafından kapatıldığını, müvekkilinin bu tarihten sonra kredi borçlusunun herhangi bir kredisine kefil olmadığını, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını belirterek davanın reddine ve kötü niyetli takip nedeni ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi kurulu ek raporu doğrultusunda, davalının kefalet imzasının 13/04/2004 tarihli kredi sözleşmesinde olduğu, bu sözleşme kapsamında kullandırılan kredinin 23/01/2007 tarihinde tasfiye olduğu , bu itibarla kefil H.. M..’nun kefaletinin sona erdiği, takibe konu 28/09/2006 ve 28/04/2009 tarihli genel kredi sözleşmelerinde davalı H.. M..’nun kefalet imzasının bulunmadığı, bu itibarla davacı bankanın davalı H.. M..’ndan talep edebileceği bir hak ve alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davacının takibe dayanak kredi sözleşmesinde davalının imzası bulunmadığı halde hakkında icra takibi başlatmış olması haksız ve kötü niyetli olduğu gerekçesiyle asıl alacağın (213,049,65 TL ) %20 si üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi uyarınca karar ve ilam harcının 1/4’ü peşin olarak alınır. Ayrıca, dava açılırken başvuru harcının da alınması gerekmektedir. Aynı Kanun’un 32. maddesi gereğince harç alınmadıkça müteakip işlemler yapılamaz. Bu durumda mahkemece, anılan yasa hükmü gereğince davacıdan harcın ikmal ettirilmesi, harcı ikmal olunur ise işin esasının incelenmesi, harç ikmal edilmezse anılan yasanın 32. maddesine göre işlem yapılması gerekirken harç alınmadan işin esasının incelenmesi doğru olmadığı gibi kabule göre de davalı banka harçtan muaf olmadığı halde harç alınmasına yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmasında da isabet görülmemiştir.
3) Dava genel kredi sözleşmelerine dayalı yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davaya dayanak icra takibinde davacı, kredi sözleşmelerinin tümünü dayanak göstererek 213,049,65 TL ana para talebinde bulunmuş, ancak davalı H.. M.. yönünden talebini 28,730,80 olarak belirtmiştir. Mahkemece davalı lehine tazminata hükmedilirken, belirtilen 28,730,80 TL’nin dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
4) İİK 67/2’deki %40’dan ibaresi, 02.07.2012 tarihinde ve 6352. sayılı Kanun’nun 11. maddesi ile %20’sinden şeklinde değiştirilmiştir. İİK.’nun 67. maddesinde değişiklik yapan 6352. sayılı Kanun’nun 11. maddesi 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 6352 sayılı Kanun’nun 38. maddesi ile İİK’na eklenen geçici 10. maddeye göre, bu kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilir. Geçici 10. maddesindeki “ takip işlemleri” ibaresini takip talebi olarak anlamak gerekir. Bu durumda 6352. sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan ve açılacak olan itirazın iptali davalarında icra inkar ve kötüniyet tazminatı asgari %40 olarak uygulanacaktır. 6352 sayılı Kanun’nun yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden sonra yapılan icra takipleri üzerine açılacak itirazın iptali davalarında tazminat asgari %20 olarak uygulanacaktır. Somut olayda davacının başlattığı icra takibinin tarihi 27.07.2010 olup, 6352 sayılı Kanun’nun 38. maddesi ile İİK’ye eklenen geçici 10. maddesi uyarınca davalı lehine %40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi anılan yasa hükmüne aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bent yönünden hükmün davacı lehine, (4)nolu bent yönünden hükmün davalı lehine BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.