Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/6318 E. 2014/11457 K. 18.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6318
KARAR NO : 2014/11457
KARAR TARİHİ : 18.06.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2013
NUMARASI : 2013/58-2013/457

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin davalının bayisi olduğunu, müvekkili tarafından iade edilmek istenen malların davalı tarafından iade alınmadığını, halbuki bu konuda taraflar arasında hesap mutabakatı bulunduğunu ileri sürerek 18.360 TL’ nin en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, malların imhasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili müvekkili ile davacı şirketin 16.02.2010 tarihinden mutabakata varıp alacak-borç miktarını sıfırladıklarını, bu tarihten sonra taraflar arasında ticari ilişki kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, benimsenen 07.06.2012 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davalının davacının daha önceki iade taleplerini kabul ettiğini inkar ettiği, taraflar arasındaki mutabakatla akdi ilişki sona erdirildiğinden iadenin kabul edilmediğinin davalının bildirdiği malların iade alınması konusunda teamül oluştuğu cari hesap mutabakatının varlığının davalının iade sorumluluğunu ortadan kaldıramayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, 18.360,00 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine mallar imha edildiğinden iade konusunda bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında bayilik ilişkisi bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, bayilik ilişkisi nedeniyle davalı tarafından davacıya verilen ve davacının elindeyken imha edilen malların bedelinin davalı tarafından davacıya ödeme borcuinun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında 17.02.2010 tarihli mutabakat mektubunda 17.02.2010 tarihi itibarıyla borç miktarı belirtilmiş ve mutabakata varılmıştır. Bu tarihten sonra taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı da dosya içindeki delillerden anlaşılmaktadır.
Davalı da cevap dilekçesinin üçüncü bendinde davacının alacak borç miktarının sıfırlandığını belirtmiş olup bu beyan mutabakat tarihinden sonra iade bedeli borcu bulunduğu yönünde bir kabul içermemektedir. Bu nedenle mahkemenin, mutabakat tarihinden sonra davacının elinde bulunan malları davalının iade alma yükümlülüğünün bulunduğu ve bu malların bedelini davacının talep etme hakkının olduğu yönündeki kabulü yerinde olmayıp hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.