Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/630 E. 2014/3018 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/630
KARAR NO : 2014/3018
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/07/2013
NUMARASI : 2012/82-2013/233

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili; davalı banka ile dava dışı asıl borçlu L.E.. arasında 24/12/2009 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin sözleşmeyi kefil sıfatı ile imzaladığını, ayrıca müvekkili adına kayıtlı taşınmaz üzerine 11/05/2010 tarihli resmi senetle davalı banka lehine 1. dereceden 175.000,00 TL limitli üst sınır ipoteği tesis edildiğini, takip konusu yapılan alacağın 175.000,00 TL’yi aşan kısmından dolayı müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere müvekkilinin şimdilik 10.000,00 TL’den dolayı davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 20/05/2013 havale tarihli dilekçesi ile netice-i talebe ilişkin davasını ıslah ederek müvekkilinin 87.500,00 TL’den borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Davalı vekili; davacının, maliki olduğu taşınmaz üzerinde banka lehine 175.000,00 TL bedelle dava dışı borçlu L. E..’in davalı bankanın merkez ve şubeleriyle yapmış olduğu ya da ileride yapacağı kredi sözleşmeleri nedeniyle doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını oluşturmak üzere ipotek tesis ettirdiğini, ipotekli taşınmaz malikinin ipotek veren olarak borçtan sorumluluğunun o taşınmazla sınırlı bir sorumluluk olduğunu, TMK’nın 848. maddesinde belirtildiği gibi borcun yerine getirilmemesi halinde alacaklının ancak yüklü taşınmazı paraya çevirerek alacağını elde etme hakkına sahip olduğunu, davacının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı genel kredi sözleşmesinin ayrı bir takibe konu yapıldığını, söz konusu ipotekli takipte usul, yasa ve sözleşmelere aykırı hiç bir durumun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davacı hakkında Samsun 4. İcra Müdürlüğünün 2011/2342 esas sayılı dosyasında yapılan takibin davacının müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı 24/12/2009 tarihli ve 175.000,00 TL limitli kredi genel sözleşmesine istinaden kullandırılan ticari taksitli kredi alacağına dayandığı, davacı ayni teminat (ipotek) yanında ayrıca şahsi teminat (kefalet) verdiğinden ve ipotek kendi kefaletinin teminatı olarak verilmediğinden olayda kefalet verenin sorumlulukları ayrı ayrı kabul edilerek davalı bankanın, davacı hakkında tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile kefalet limiti olan 175.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere genel haciz yoluyla ve ipotek limiti ile sınırlı olmak üzere de ipoteğin paraya çevrilmesi yolunda takip hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının 175.000,00 TL’yi aşan 87.500,00 TL’lik kısım yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın temelini oluşturan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinin borçlusu dava dışı L. E.. olup davacı hakkında girişilmiş bir takip bulunmamaktadır. Her ne kadar takip talebinin 5. bendi karşısında ipotek verenlerin isim ve adresleri yazılmış ise de, davacı açıkça borçlu olarak gösterilip kendisinden bir talepte bulunulmadığına göre somut olayda davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından ve hukuki yarar dava şartlarından olduğundan davanın bu nedenle reddi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.