YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/612
KARAR NO : 2014/2835
KARAR TARİHİ : 12.02.2014
MAHKEMESİ : Çankırı Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/06/2012
NUMARASI : 2012/556-2012/773
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili aleyhine bir adet bonodan dolayı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, %60 faiz talep edildiğini, kademeli faiz oranının da uygulanmadığını, müvekkilinin maaşına yazılan haciz müzekkeresinde borç miktarının 35.389,38 TL. belirtildiğini, müvekkilinin davalıya bu kadar borcu olmadığını belirterek haksız ve kötü niyetli olarak talep edilen %60 faiz oranı yerine kademeli faiz oranı uygulanarak davalı tarafa icra dosyası hesabında yer alan miktar kadar borcu bulunmadığına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın konusunun menfi tespit değil şikayet olduğunu, şikayetin de İcra Hukuk Mahkemesinde İcra Müdürlüğü’ne karşı açılması gerektiğinden husumet yönünden reddi gerektiğini, davacı faize itiraz ediyor ise itirazı takibi öğrendiğinden itibaren 5 gün içerisinde yapması gerektiğinden hak düşürücü süre nedeniyle de davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
Mahkemece, icra takibinde %60 oranında faiz istendiği, bu faiz oranına borçlunun süresinde itiraz etmediği, böylece o takip bakımından faizin borçlu açısından bağlayıcı hale geldiği, borçlunun kesinleşen takipte kesinleşen faiz oranından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 2011/12143 Esas, 2012-2950 Karar sayıyı ilamıyla, Davacının, davalı tarafından Çankırı İcra müdürlüğü’nün 2003/4132 sayılı dosyasından takip konusu yapılan faiz oranın haksız olduğunu ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davalı alacaklının takibinde 1.050 TL. işlemiş faiz ve 8.050 TL. alacağa %60 oranında faiz uygulanmasını istediği, icra takibine süresinde itiraz etmemesi nedeniyle kesinleşen takibe karşı borçlunun menfi tespit davası açabileceği gibi borcu ödedikten sonra da İİK’nun 72. maddesi uyarınca istirdat davası da açabileceği, somut olayda davacı borçlunun takip nedeniyle ödeme yapmadığına göre menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğu, süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle takip yönünden kesinleşen faiz oranına karşı menfi tespit davası açılmasına yasal bir engel bulunmadığından mahkemece davalı alacaklının takip tarihi itibariyle talep edebileceği faiz oranı ve işlemiş faiz toplamı tespit edilip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddinde isabet görülmediği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece Dairemiz bozma kararına uyulmayıp önceki kararda direnilmiş, verilen direnme kararı Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/19-197 E, 2013/1455 K. sayılı 09.10.2013 tarihli ilamı ile “Yerel mahkemenin, ilk davanın ret gerekçesi olarak icra takibinde talep edilen faiz oranına borçlu tarafından süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle faiz oranının borçlu için bağlayıcı hale geldiğini” belirtmesine karşın; direnme olarak adlandırılan kararda ise, bu gerekçesini değiştirerek; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte salt faize yapılan itirazın genel mahkemelerde menfi tespit davası olarak görülemeyeceğini, bu hususun İcra Mahkemesince tartışılarak karara bağlanması gerektiği şeklinde farklı bir gerekçeyle davanın reddine karar vermiştir. Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın bu haliyle, Özel Daire denetiminden geçmeyen tamamen yeni gerekçeye dayalı yeni bir hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır. Hal böyle olunca; bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir. Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.” denilerek dosya Dairemize gönderilmiştir.
Davacı, davalı tarafından Çankırı İcra müdürlüğü’nün 2003/4132 sayılı dosyasından takip konusu yapılan faiz oranın haksız olduğunu ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı alacaklı takibinde 1.050 TL. işlemiş faiz ve 8.050 TL. alacağa %60 oranında faiz uygulanmasını talep etmiştir.
İcra takibine süresinde itiraz etmemesi nedeniyle kesinleşen takibe karşı borçlu menfi tespit davası açabileceği gibi borcu ödedikten sonra da İİK’nun 72. maddesi uyarınca istirdat davası da açabilir. Somut olayda davacı borçlu takip nedeniyle ödeme yapmadığına göre menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle takip yönünden kesinleşen faiz oranına karşı menfi tespit davası açılmasına yasal bir engel bulunmadığından mahkemece davalı alacaklının takip tarihi itibariyle talep edebileceği faiz oranı ve işlemiş faiz toplamı tespit edilip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.