Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/5691 E. 2014/10549 K. 05.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5691
KARAR NO : 2014/10549
KARAR TARİHİ : 05.06.2014

MAHKEMESİ : Zonguldak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/11/2013
NUMARASI : 2010/289-2013/395

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalının kendisi aleyhine genel kredi sözleşmesine dayalı icra takibi yaptığını, çekilen kredinin geri ödendiğini, daha sonra aynı kişilerin aynı kredi sözleşmesi üzerinden kredi çektiklerini, kredi verilirken müvekkilinin bilgisi ve izni alınmadan imzasının taklit edildiğini, müvekkilinin yerine imza atılarak kredi kullanıldığını, kredi ödenmeyince bankanın Kastamonu 1. İcra Müdürlüğünün 2010/211 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhinde icra takibi başlattığını, müvekkilinin takip konusu borçtan sorumlu olmadığını belirterek, davacı aleyhine yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı İş bankası vekili; Kastamonu mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının imzaladığı genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinde belirsiz süreli müteselsil kefil olduğunu, bu sözleşmenin fesih edilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava devam ederken davalı Türkiye İş Bankası tarafından dava konusu alacak 01/12/2011 tarihinde davalı E.. A..’ye temlik edilmiş, temlik sözleşmesi dosyaya ibraz edilerek, davaya temlik alan E.. A..’ye karşı devam olunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporları doğrultusunda, taraflar arasındaki genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin 53. Sayfasında yer alan isim yazısı ve imzaların H.. S.. eli ürünü olduğu, sözleşmenin 54. sayfasında yer alan isim ve adres yazılarının H.. S.. eli ürünü olduğu, sözleşmenin 54 ve 55. sayfalarında yer alan imzaların davacı H.. S..’nun eli ürünü olmadığı, imzasının bulunduğu yerde kefalet limitinin bulunmadığı ve bu suretle kefalet sözleşmesinin unsurları bulunmadığından davacının kefalet nedeniyle borçtan sorumlu tutulamayacağı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş , hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2)Dava konusu Genel Kredi Sözleşmesi’nin asıl borçlusu H… temizlik ve gıda şirketi, müteselsil kefillerinden biri ise davacı H.. S.. olup, anılan sözleşmenin 53.maddesinde davacının müteselsil kefil sıfatıyla kefalet miktarı belirtilmeksizin kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu tarafların kabulündedir. Sözleşmenin 70. maddesi kefalet başlığı altında düzenlenmiş olup “sözleşmede imzası bulunan kefillerin,imza bölümünde herhangi bir tutar belirtilmediği takdirde 1.maddedeki limite kadar müteselsil kefil olarak yükümlenir“ hükmünü içermektedir. Mahkemece bahse konu sözleşmenin 70.maddesi kapsamında davacının 1.maddede belirtilen 5,000,00 TL lik miktar yönünden müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluğunun devam ettiği gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz istemlerinin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.