YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5686
KARAR NO : 2014/9282
KARAR TARİHİ : 15.05.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 14/11/2013
NUMARASI : 2010/756-2013/257
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı, davalının kendisi aleyhine sahte imzalı çeke dayalı alacaklı sıfatıyla icra takibi yaptığını, takibe konu çekteki imzanın kendisine ait olmadığını, bu çekle ilgili İstanbul 7 İcra Müdürlüğünün 2010/18102 Esas sayılı dosya ile takibe geçildiğini, ödeme emrinin şahsı ve firması ile ilgisi olmayan şahıslara tebliğ edilerek kesinleştirildiğini, hiç bir alakası bulunmadığı çekle ilgili takibin teminatsız olarak durdurulmasını ve takibin iptali ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacı ile ticari ilişkilerinin olduğunu, dava konusu çek için yapılan icra takibinin kesinleştiğini, davacının işlerinin kötü gitmesi nedeniyle zor duruma düştüğü için çeki ödemediğini, bahse konu çekte iddia edildiği gibi sahtecilik var ise; verdiği malların karşılığını alamadıkları için kendilerinin mağdur olduğunu, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; dava konusu 15.850,00 TL’lik çekteki keşideciye ait imzanın ve çekin arka yüzündeki birinci ciranta hanesinde yazılı ” M. Kafe ” ibareli kaşe üzerindeki imzanın, davacının eli mahsulü olmadığı, dava konusu çek nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığı, davalının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava icra takibine konu çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı çekteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmiş, mahkemece çekteki imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda 6100 sayılı HMK’nun 208 vd. maddeleri uyarınca inceleme yapılıp rapor alınmaksızın Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturmasında alınan raporla yetinilerek karar verilmesi doğru görülmediği gibi, dosya içinde bulunan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2012/27492 soruşturma 2012/13800 esas nolu iddianamesi ile davacı hakkında resmi belgede sahtecilik, bilişim sistemleri banka ve kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan dolayı kamu davası açıldığı, dava konusu çekle ilgili iddialara da iddianamede yer verildiği, dolayısıyla söz konusu ceza davasının sonucunun mahkeme dava dosyasını doğrudan etkileyeceği, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53.maddesi uyarınca mahkemece davacı hakkında İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava sonucu beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.