Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/550 E. 2014/16092 K. 12.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/550
KARAR NO : 2014/16092
KARAR TARİHİ : 12.11.2014

MAHKEMESİ : Antalya(Kapatılan) 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2012/211-2013/374

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. M.. A.. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –
Davacı vekili, davalı ile müvekkilinin birbirlerine süregelen ticari ilişki çerçevesinde zaman zaman teminat amaçlı olarak bedelsiz çek verdiklerini, bu bağlamda dava konusu iki adet çekin de yine davalıya kredi teminatı olarak kullanmak üzere verildiğini, çeklerin bedelsiz olduğunu ileri sürerek iş bu iki adet hatır çeki nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, icra takibine konu edilmesi halinde %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, çek bir ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun ödenmesi için verildiğinin kabulü gerektiğini, davanın yersiz olduğunu ileri sürerek davanın reddi ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere göre; davada ispat yükü davacıya ait olup, davacının HMK’nın 222/5. Maddesi uyarınca davalının ticari defterlerine dayandığı, davalı vekilinin hazır olduğu duruşmada ticari defter ve belgelerin ibrazına karar verildiği, ancak belirlenen inceleme gününde davalı defterlerinin ibraz edilmemesi nedeniyle davalının defterleri ibrazdan kaçınmış sayıldığı, bu durumda davalı defterlerine dayanan davacının çeklerin teminat için verildiği ve bedelsiz olduğu iddiasını ispat etmiş sayıldığını kabul etmek gerektiği, dava konusu çeklerden 27.02.2012 tarih, 40.000,00.-TL bedelli olanın dava tarihinden önce davalı tarafından takip konusu yapılması üzerine davacının ödeme yaptığı, dava konusu 30.03.2012 tarihli çekin ise ibraz edilmediği anlaşılmakla davanın kabulüne, davacının dava konusu çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, İİK’nın 72/5. Maddesinde davanın borçlu lehine hükme bağlanması halinde takibin duracağı, kararın kesinleşmesi üzerine ayrıca hükme gerek olmadan icranın eski hale iade edileceği düzenlemesi nedeniyle davacı tarafından takip dosyasına ödene miktarın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, takip haksız ise de, davalının dava konusu 30.03.2012 tarihli çeke dayalı takip başlatmadığı, davacının davalının kötü niyetli olduğuna yönelik iddia ileri sürüp ispatlayamaması nedeniyle davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, davacı tarafça davalı bankadan kullanacağı krediye teminat olmak üzere verilen davacının keşidecisi davalının lehtarı olduğu iki adet nama yazılı hatır çekinin bedelsiz olduğu iddiasıyla İİK’nın 72. maddesi hükmü uyarınca açılan borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili çeklerin ödeme vasıtası olduğunu ve mevcut bir borcun ödenmesi için verildiğini ileri sürmüştür. Davalı asil Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aleyhine başlatılan soruşturma kapsamında savcılıkça 04.04.2012 tarihinde alınan ifadesinde geçen yıl Eylül Ekim ayında davacıya 40.000 TL ve 60.000 TL olmak üzere nakit para verdiğini karşılığında davacının iki adet çek verdiğini ifade etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde ve replik dilekçesinde diğer delillerinin yanı sıra tarafların ticari defter ve kayıtlarına dayandığı, davalı vekilinin söz konusu çeklerin müvekkilinin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, bu sebeple ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmeyeceklerini bildirdiği, davacı vekilinin 15.12.2012 tarihli bilirkişi raporunun ibrazından sonra 07.01.2013 tarihli dilekçesi ile davalı tarafın defter ibrazından kaçındığını, davanın ispatı bakımından HMK’nın 222/son maddesi uyarınca münhasıran davalı defterlerine dayandıklarını beyan ettiği dosya kapsamı ile sabittir.
Bilindiği üzere 6100 sy. HMK’nın 222/son maddesinde; “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmüne yer verilmektedir.
Ticari defterlerin delil olabilmesi için tarafların tacir olması dava konusu çeklerin keşide tarihi 27.02.2012 ve 30.03.2012 itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sy. TTK’nın 82 vd. madde hükümlerinde gösterilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi için iddiada bulunan kişinin TTK’nın 83. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesi uyarınca münhasıran diğer tarafın defterlerine dayanması gerekir. Davacı, dava açarken mühnasıran davalının defterlerine dayanmadığından davalının ticari defterlerini hazır etmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Mahkemece bu yönler gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.