Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/5184 E. 2014/8663 K. 05.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5184
KARAR NO : 2014/8663
KARAR TARİHİ : 05.05.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/05/2013
NUMARASI : 2012/125-2013/142

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili; davalı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine konu 3 (üç) adet senetteki kefil imzalarının müvekkiline ait olmadığını belirterek, müvekkilinin sözkonusu senetler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; dava konusu icra takibine dayanak olan senetlerdeki imzaların davacının eli ürünü olmadığı, davacı vekilinin duruşmalarda müvekkilinin ücretinden yapılan kesintilerle ilgili istirdat hususunda talepleri olmadığı ve ileride bu konuda dava açma haklarını saklı tuttuklarına dair beyanları da dikkate alınarak davanın kabulü ile davacının Kayseri 3. İcra Müdürlüğü’nün 2006/11180 esas sayılı icra takibine dayanak senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, imzanın aidiyetinin ancak bilirkişi incelemesi ile anlaşılabilmesi karşısında kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz istemine gelince;
Dava İİK’nun 72. maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davası olup, İİK’nun 72/7 maddesi uyarınca menfi tespit davası açıldıktan sonra borç ödenmiş olursa, mahkemece davaya ödenen miktar üzerinden resen istirdat davası olarak devam edilerek karar verilmesi gerekirken, mahkemece dava tarihinden sonra yapılan ödemeler konusunda istirdata yönelik karar verilmemesi yerinde görülmediği gibi, davalı takip konusu bonoda lehtar olup bonodaki imzanın davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olması nedeniyle takipte kötüniyetli olduğu dikkate alınmaksızın davacı lehine İİK’nun 72/5 maddesi uyarınca kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi de bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı lehine BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.