Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/497 E. 2014/16035 K. 11.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/497
KARAR NO : 2014/16035
KARAR TARİHİ : 11.11.2014

MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2007/343-2013/503

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.S.. İ.. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, davalı tarafından takibe konulan senetlerdeki borçlu imzasının miras bırakanı Ş.. Y..’ a ait olmadığını, ayrıca murisin yaşlı ve demans hastası olması nedeniyle fiil ehliyetinin de bulunmadığını bildirerek senetler nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, senet borçlusu murisin demans hastası olmadığını, dava konusu senetlerin 6 aylık hemşirelik bakımı ve murisin evinde yapılan tamir ve tadilat işleri nedeniyle verildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı vekilinin 01.04.2008 tarihli celsede imza inkarından vazgeçtiğinden dosyanın murisin fiil ehliyeti bulunup bulunmadığının tespiti yönünde, Adli Tıp Kurumu’ na gönderildiği, kurumun 28.12.2012 tarihli yazı ekindeki fatura bedeli 207 TL’ nin kurum hesabına yatırılması gerektiğinin bildirilmesi üzerine davacı vekiline 21.05.2013 tarihinde verilen süreye rağmen gider yatırılmadığından davacının senetteki borcun gerçek olmadığı yönündeki asıl hukuki mevcudiyetinin irdelenmesinde özellikle tanıkların davacının iddiasının aksine ve davalının beyan ve savunmalarını doğrulayan beyanları dikkate alınarak dava konusu senetlerdeki alacağın gerçek olduğu ve ödeme ile ilgili herhangi bir iddia da bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olay bakımından uyuşmazlık, davacının murisi tarafından imzalanan dava konusu bonoların düzenlendiği tarihte murisin demans hastalığı nedeniyle medeni hakları kullanma ehliyetinden yoksun olup olmadığı ve bunun sonucu olarak davacının bu senetlerden dolayı sorumluluğu bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
28.12.2012 tarihli Adli Tıp Kurumu yazısında, uyuşmazlık konusu hakkında inceleme yapılabilmesi için 207 TL yatırılması gerektiği bildirilmiş ve mahkemece bu konuda davacı vekiline süre verilmiş ise de, verilen süre kesin nitelikte olmadığı gibi, ara kararına uyulmamasının sonuçları da ihtar edilmemiştir. Bu durumda mahkemece, davacı vekiline belirtilen masrafı yatırması konusunda uygun bir kesin süre verilip, kesin süreye uyulmamasının sonuçları da ihtar edilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.