Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/464 E. 2014/16089 K. 12.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/464
KARAR NO : 2014/16089
KARAR TARİHİ : 12.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/11/2013
NUMARASI : 2011/1220-2013/372

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. A.. K.. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, pencere profilleri imalatı üretim ve satışını yapan müvekkilinin davalıya satmış olduğu maldan doğan cari hesap alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibinde icra dairesinin yetkisine ve borca vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili süresinde cevap dilekçesi sunmamış, 14.05.2012 havale tarihli beyan dilekçesinde; müvekkili şirketin adresinin Kadıköy olduğunu, davacının yetkisiz icra dairesinde takip yaptığını, takipte yasal süresinde icra dairesinin yetkisine itiraz edildiğini, ayrıca itiraz dilekçesinde taraflar arasında varlığı iddia olunan cari hesap ilişkisinin de kabul edilmediğini ileri sürerek yetkili icra dairesinde açılmış icra takibi bulunmadığından davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davacı tarafından davalı aleyhine cari hesap alacağına istinaden Ümraniye 1. İcra müdürlüğünün 2011/15665 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte davalı-borçlunun itiraz dilekçesinde cari hesap ilişkisini kabul etmeyerek icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiği, bu itirazını verdiği 14/05/2012 havale tarihli dilekçesinde de tekrarladığı, davalı borçlu cari hesap ilişkisini kabul etmediğinden ortada alacaklının ikametgahında ödenmesi gereken bir borç bulunmadığı, takip tarihi itibarı ile borçlunun ikametgahı Kadıköy ilçesinde olduğundan davacı-alacaklının Kadıköy İcra dairelerinde borçlu aleyhine takip yapması gerekir iken Ümraniye İcra dairelerinde takip yaptığı, itirazın iptali davalarında yetkili icra dairesince takip yapılmasının dava şartı olduğu, bu şartın dosyada gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın HMK’nın 115/2. maddesi hükmü gereğince usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, bakiye cari hesap alacağının tahsili için İİK’nın 67. maddesi hükmü uyarınca açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Davalı vekili dava konusu takip dosyasında yasal süresinde ibraz ettiği ödeme emrine itiraz dilekçesinde ve yargılamada ibraz ettiği 14.05.2012 havale tarihli dilekçesinde; böyle bir borçlarının olmadığı iddiasıyla icra dairesinin yetkisine itiraz ederek yetkili icra dairesinin Kadıköy icra dairesi olduğunu ileri sürmüştür. İhtilaflı döneme ait vergi kaydından davalının BA formunda davacıya ait cari hesap dayanağı faturalardan 5 adedini mal alımı kapsamında kayıtlarına dahil ederek, beyan ettiği görülmüştür. Bu durumda davalı ile davacı arasında ticari ilişki bulunduğu anlaşılmaktadır. İİK’nın 50/1. maddesinde yapılan atıfla 6100 sayılı HMK’nın 10. maddesi 818 sayılı BK’nın 73. (6098 sayılı BK’nın 89. maddesi) maddeleri hükümleri uyarınca taraflar arasındaki satım akdinde davalı-borçlunun borcu para borcu olduğundan davacı-alacaklının ödeme tarihindeki yerleşim yeri daireleri de genel kural olan HMK’ nın 6. maddesi hükmü uyarınca davalı-borçlunun yerleşim yeri icra dairelerinin yanında takipte yetkili olacaktır. Bu durumda davalı vekilinin takipte icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının reddi ile uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçe ile yetki itirazının kabulü ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.