Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/460 E. 2014/2631 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/460
KARAR NO : 2014/2631
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/06/2012
NUMARASI : 2011/67-2012/144

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan C.. B.. ve F.. B.. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerinin davalılar tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, borcun ödenmemesi nedeniyle toplam 71.080,15 TL alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalı A.. İ..’ın kısmi itirazı, diğer davalıların tüm borca itirazları ile durduğunu belirterek davalı A.. İ..’ın kısmi itirazının, diğer davalıların itirazlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar C.. B.. ve F.. B.. vekili; müvekkillerinin 28/06/2005 tarihli genel kredi sözleşmesini kefil olarak imzaladıklarını, müvekkili Cahit Sıtkı’nın kredi borcunu 20/02/2007 tarihinde kapattığını, asıl borçlu şirketin imzaladığı 3.kredi sözleşmesinde müvekkillerinin imzasının olmadığını, dolayısıyla sorumluluklarının da olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalılar A.. İ.. ve M.. T.. davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece toplanan delillere göre; davalı kefillerinin sorumluluğunun dava dışı asıl borçlu şirketin borç tutarı olan 61.621,18 TL’den fazla olduğu, dolayısıyla davalıların asıl borçlu için hesaplanan borcun tamamından sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı A.. İ..’ın kısmi itirazının ve diğer davalıların itirazlarının kısmen iptaline, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalılar C.. B.. ve F.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı banka icra takibinde alacağının dayanağı olarak genel kredi taahhütnamesi ve keşide ettiği ihtarnameyi göstermiştir. Ancak kredi sözleşmelerinin kaç tane olduğunu ve tarihlerini belirtmemiş, aynı şekilde keşide ettiği ihtarnamelerin tarihlerini ve tebliğ tarihlerini de göstermemiştir. Borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasında ise alacağının dayanağı olarak 14/12/2004, 28/06/2005 ve 19/04/2007 tarihli kredi sözleşmeleri ile 27/06/2008 ve 10/03/2009 tarihli ihtarnameleri dosyaya sunmuştur.
Hükmü temyiz eden davalılar C.. B.. ve F.. B.. sadece 28/06/2005 tarihli sözleşmede imzaları bulunduğunu bildirmişler ve devamla kendilerine herhangi bir kat ihtarı tebliğ edilmediğini, ayrıca talep edilen kredi borcunun imzaları bulunmayan 19/04/2007 tarihli sözleşmeden kaynaklandığını, bu nedenle kefaletleri olmayan sözleşmeden doğan borçtan sorumlu tutulamayacaklarını beyan etmişlerdir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda hükmü temyiz eden davalıların yukarıda açıklanan beyanları dikkate alınmadan, davada talep edilen kredi alacağının hangi sözleşmelerden kaynaklandığı açık ve net olarak gösterilmeden hesaplama yapılmış ve mahkemece eksik olarak düzenlenen bu rapor dikkate alınarak hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca mahkemece, davacı bankanın kredi alacağının davalıların imzasını taşıyan sözleşmeden doğup doğmadığı, şayet bu sözleşmeden doğan bir alacak yok ise borç ile sorumlu tutulamayacakları, bu sözleşmelerden doğan bir alacak var ise; kefilin kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olduğu gözetilerek konusunda uzman yeni bir bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor alınıp varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalılar C.. B.. ve F.. B.. yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.