Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/4102 E. 2014/6616 K. 07.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4102
KARAR NO : 2014/6616
KARAR TARİHİ : 07.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16/12/2013
NUMARASI : 2013/189-2013/334

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili; davalı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibin dayanağı olan çekteki ciranta imzasının müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin takibe konu borçla bir ilgisinin olmadığını belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile % 20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; dava konusu çekin, davacının eşi olan H..A.. tarafından davacının cirosunun da bulunduğu halde müvekkiline verildiğini, müvekkilinin dava dışı H.. A.. alacaklı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; dava konusu çekte davacıya atfen atılı ciro imzasının davacıya ait olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının İstanbul 1. İcra Müdürlüğü’nün 2012/12396 esas sayılı icra takip dosyasına konu 05.06.2012 keşide tarihli ve 100.000-TL bedelli çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının çeki kötüniyetli olarak iktisap ettiğinin davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Hükmü temyiz eden davalı vekili tarafından Harçlar Kanunu’na göre nisbi temyiz harcı yatırılması gerekirken maktu temyiz harcı yatırılması nedeniyle eksik harcın tamamlanması için mahkemece davalı vekiline HUMK’nun 434/3 maddesine uygun muhtıranın 28.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davalı vekilince muhtıra gereğinin yerine getirilmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
HUMK’nun 434/3 maddesi uyarınca çıkarılan muhtıra tebliğine rağmen temyiz harç ve giderlerinin yatırılmaması halinde kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilir. Bu konuda mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün ve 1989/3 E., 1990/4 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince Yargıtay’ca da karar verilebileceğinden davalı vekilinin temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2- Somut olayda çekteki ciro silsilesine göre çekin davacı H.. G..’ın cirosu ile davalı A.. K..’e devredildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının çeki devraldığı kişinin kimlik bilgilerini bilmesi ve imzasını kontrol edebilmesi mümkün olduğundan, davalının yapmış olduğu takibinde haksız ve kötüniyetli olduğunun kabulü ile davacı tarafın tazminat isteminin İİK’nun m.72,VI hükmüne göre kabulü gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.