Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/4043 E. 2014/6573 K. 03.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4043
KARAR NO : 2014/6573
KARAR TARİHİ : 03.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 35. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 03/07/2013
NUMARASI : 2011/249-2013/174

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, takibe konu çek üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, dava dışı kredi borçlusu B.. İthalat İhracat Tic. Ltd. Şti. tarafından dava konusu çekin müvekkiline ciro edildiğini, müvekkili bankanın iyiniyetli hamil olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre dava konusu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı, keşideci imzasının sahteliği, iyiniyetli olsa bile herkese karşı ileri sürülebilecek bir mutlak def’i niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2)492 Sayılı Harçlar Yasası’nın 5766 Sayılı Yasayla değişik 123. maddesindeki harç istisnası yurtdışından alınacak kredilerin geri dönüşümü ile ilgili işlemlerle sınırlı olarak uygulanmaktadır. Yeniden yapılandırma ile ilgili 4603 Sayılı Yasada öngörülen muafiyetin ise davalı bankanın davacı olduğu davalarda uygulanabileceği anılan Yasa hükmü gereğidir. Davalı bankanın somut olayda harçtan muaf olduğuna ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Harç kamu düzenine ilişkin olduğundan re’sen gözetilmesi gerekir. Kamu düzeni, aleyhe bozma yasağı kuralının istisnalarındandır. Bu durumda mahkemece, davalı bankanın karar ve ilam harcı ile sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 03.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.