Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/3966 E. 2014/7634 K. 17.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3966
KARAR NO : 2014/7634
KARAR TARİHİ : 17.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 06/05/2013
NUMARASI : 2013/109-2013/101

Taraflar arasındaki menfi tesipt davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkilinin işletmeciliğini yaptığı otoparktan davalıya ait aracın 03.11.2011’de çalındığını, davalının muhtemel zararlarının bir kısmını karşılamak üzere dava ve takip konusu senedi verdiğini, 21.12.2011 tarihli protokole göre aracın bulunup davalıya verilmesi halinde senedin (bedeli ödenmiş ise bedelinin) iade edileceğinin hüküm altına alındığını, iş bu sözleşmenin yapılmasındaki amacın çalınan aracın bulunamaması halinde aracın kasko bedeli ile rayiç bedeli arasında olumsuz farkın davalı lehine tazmin edilmesi olduğunu, aracın sigortalı olup davalının sigorta şirketinden 51.000 TL aldığını, bu bedel ile rayiç bedelin aynı olduğunu, yani davalının zararının olmadığını, kaldı ki aracın 22.02.2011’de bulunduğunu, ancak davalının aracı teslim almaya yanaşmadığını, davalının senedi de takibe koyduğunu, davalının kasko şirketinden aldığı bedel ile zararını karşıladığını belirterek müvekkilinin takibe konu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline ve %40 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin araç bulunduğunda zarar görmüş olması ihtimaliyle araç bedelinin kendisine verilmesini istediğini, sigorta şirketinin aracın otoparkta çalınması nedeniyle rayiç değerin %20 eksiği ile ödeme yaptığını, rayiç bedelin 67.500 TL olarak belirlendiğini, %20 eksikle müvekkiline 28.12.2011’de 54.000 TL ödeme yapıldığını, %20’lik kısım olan 13.500 TL ile diğer maddi-manevi zararlar için davacı ile müvekkilinin tanıklar huzurunda bir araya gelerek 21.12.2011 tarihli protokolü tanzim ettiklerini ve müvekkilinin dava konusu senedi aldığını, protokolün “…kasko sigortası tarafından ödenen bedel dışında kalan miktar için…” yapıldığının protokolün ilk paragrafında açıkça yazıldığını, araç bedeli ile kasko tarafından ödenen tutar arasındaki farkın 13.500 TL olup müvekkilinin araca fazladan boya koruma, cam filmi vs. yaptırdığını, araçta bulunan şahsi eşyaların da çalındığını, aracın çalındığı dönemde müvekkilinin taksi kullandığını, ayrıca hırsızlık nedeniyle müvekkilinin manevi zarara da uğradığını, bu nedenle 20,000 TL’lik senet düzenlendiğini, bu konuda tanıklarının dinlemesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, aracın bulunduğu andaki değerinin 63,500 TL olduğu, aracın çalınması anındaki değerinin ise 67,500 TL olup aradaki farkın 4.000 TL’lik bir değer kaybı bulunduğu, taraflar arasındaki protokole göre çalınan aracın kasko sigortası tarafından ödenen bedeli dışında kalan zararı gidermek için davacının davalıya dava konusu bonoyu verdiği, ancak anılan protokolde aracın bulunarak davalıya teslimi halinde takip ve dava konusu bononun davacıya iade edileceğinin kararlaştırıldığı, sonuçta aracın kısa bir süre sonra bulunduğu davalının aracı bulunduğu haliyle teslim almaktan kaçınmasını haklı kılacak ölçüde bir hasarın mevcut olmadığı, bu itibarla davalının davacıdan kambiyo senedine dayalı olarak talepte bulunamayacağı, taraflar arasındaki anlaşma gereği bononun bedelsiz hale geldiği, olayda davacı otopark işleticisinin kusuru olsa bile ve sigorta tarafından karşılanmayan başka zararlarının da bulunduğu bir an için kabul edilecek olsa bile taraflar arasındaki anlaşma gereğince bu zararların kambiyo senedi üzerinden talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığı, davalının protokole rağmen bonoyu takip konusu yapmasının haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya takip konusu bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve davalının %40 oranında kötüniyet tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 21.12.2011 tarihli protokolün başlangıç kısmında; “F.. R..’e ait Y.. Mah. İ.. Sok. No: 59 Bayrampaşa, İstanbul adresinden çalınan 34 … plakalı Opel İnsigna marka 2011 model aracın kasko sigortası tarafından ödenen bedel dışında kalan miktar için;” ibaresi bulunmakta ve 1. maddede dava konusu senedin davacı tarafından anılan nedenle davalıya verildiği belirtilmektedir. Buna göre davalı taraf kasko şirketince kendisine ödenen bedel ile aracın çalındığı tarihteki rayiç değeri arasında kalan tutarı dava konusu senede dayalı olarak talep edebilir. Davalı bunun dışında iddia ettiği diğer zararlarını ispat etmek koşuluyla ayrıca isteyebilir. Mahkemece açıklanan bu hususlar gözardı edilmek suretiyle yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hükmü kurulması doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.