Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/3799 E. 2014/8916 K. 08.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3799
KARAR NO : 2014/8916
KARAR TARİHİ : 08.05.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 36. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 28/11/2013
NUMARASI : 2012/147-2013/251

– K A R A R –

Davacı vekili taraflar arasındaki patates satışına ilişkin sözleşmeye göre davalının taahhüt ettiği miktarda patatesi müvekkiline teslim etmemesi nedeniyle eksik kalan kısmın piyasadan karşılandığını belirterek, sözleşmedeki fiyat ile piyasadan temin edilen patates fiyatı arasındaki farkın tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin sözleşme hükümlerine göre davacı tarafından verilen tohumları ve gübreleri kullandığını, ancak tohumların hastalıklı, gübrelerin de standartlara uygun olmaması nedeniyle ve davacıdan kaynaklanan sebeplerle verim düşüklüğü yaşadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacı M.. T.. vekili, davalı şirketin müvekkiline verdiği tohum, gübre ve üretim talimatlarından dolayı sezonu zararla kapattığını, ayrıca ekim yaptığı bölgede davalının verdiği tohumlar nedeniyle toprağa hastalık bulaştığından aynı bölgede kiralık tarla bulamadığını, ticari itibarının zedelendiğini, manevi zarara uğradığını belirterek 100.000 TL maddi 50.000 TL manevi zararın tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, müvekkili tarafından karşı tarafa verilen tohumlara ilişkin olarak yüksek verim taahhüdünde bulunulmadığını, tohumların hastalıklı olmadığını, zarara uğrayan tarafın müvekkili olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının üretici olan davalıya standardı olmayan tohumluklar verdiği, bu tohumluktan standartlara uygun şekilde verim beklenemeyeceği, verim kaybına davacının neden olduğu, davacının ürünleri teslim aldıktan 22 gün sonra ödeme yapmış olması karşısında, ürünlerin tesliminden 24 gün sonra fire şeklinde fatura edilmesinin doğru olmadığı, davalının ürünü firesiz olarak teslim aldığının kabulü gerektiği belirtilerek asıl davanın reddine; birleşen dava yönünden yapılan yargılama sonucunda, birleşen davanın davacısının Hermes cinsi patates ekiminden kaynaklanan maddi ve manevi zararını talep ettiği, ekimi yapılan 570 dekar üzerinden yapılan hesaplamaya göre 1.732,800 kg ürün elde edebilecek iken Frito Lay’a 1.883,360 kg ürün teslim ettiği, bu nedenle üretim kaybının bulunmadığı gerekçesi ile birleşen davanın da reddine karar verilmiş, hüküm taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilamında özetle; “Hukukçu ve mali müşavir tarafından düzenlenen kök raporda kullanılan tohum ve gübrenin verimi düşürüp düşürmediğinin tespiti için ziraat konusunda uzman bilirkişinin görüşünün alınması gerektiği belirtilmiş, aynı heyete dahil edilen ziraat yüksek mühendisinin katılımıyla düzenlenen ek rapor hükme esas alınarak mahkemece hüküm kurulmuştur. Ancak taraflar gerekçelerini de göstererek bu rapora özellikle ziraatçı bilirkişinin görüşleri yönünden itiraz etmişlerse de mahkemece bu konuda ek veya tamamlayıcı rapor alınmadığı gibi bu itirazların neden dikkate alınmadığı da kararın gerekçesinde açıklanmamıştır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, tarafların hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik itirazlarını karşılayacak şekilde ek veya yeni bir bilirkişi raporu alınıp, tüm delillerin birlikte takdir edilmesi suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermekten ibarettir. Eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” denilmiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve bozma sonrası bilirkişi heyetinden alınan ek rapora göre; davacı-karşı davalının kararlaştırılan miktarda tohumluk patates teslimi yaptığı, ancak davalı-karşı davacının eksik teslimat yaptığı, buna karşın davacı yanın sözleşme ihlali nedeniyle zararın varlığı ve davalının eylemi ile zarar arasında uygun illiyet bağını ispatlayamadığı, sözleşme ihlalinin de davalının kasıt ya da ağır kusurundan doğmadığı, üretim aşamalarında davacı tarafça üretimde kullanılması mevzuat açısından uygun olmayan girdi kullandırılmak suretiyle bu girdilerin patates sarı kist nematodu ile bulaşık patates tohumu ve tescilsiz gübre olduğu, verim düşüklüğünün üreticiden kaynaklanan bir kusura dayanmadığı, verimi düşürecek başkaca bir nedenin de tespit edilemediği, verim düşüklüğü nedeniyle davalı karşı davacının uğradığı kazanç kaybı nedeniyle doğan zarardan davacı yanın sorumlu bulunduğu, uzman bilirkişi kurulunca hesaplanan zarar miktarının 161.642,00 TL. olup, ıslah ile talep edilen miktar dikkate alınarak bu miktarın davacı-karşı davalıdan tahsili gerektiği gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın maddi tazminat istemi yönünden kabulü ile 161.642,00 TL.nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi dikkate alınarak manevi tazminat tayini için yasal şartları bulunmadığından birleşen davadaki buna ilişkin istemin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere 04.02.1948 tarih ve 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında,
“ …Dava açıldıktan sonra mevzuunda, sebebinde ve delillerde ve diğer hususlarda usule müteallik olmak üzere yapılmış olan yanlışlıkları bir defaya mahsus olmak üzere düzeltmek ve eksiklikleri de tamamlamak imkanını veren ve mahkeme kararına lüzum olmadan tarafların sözlü ve yazılı beyanlarıyla yapılabilen ıslahın; Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının seksendördüncü maddesinin açık hükümü dairesinde tahkikat ve yargılama bitinceye kadar yapılabilip Yargıtay’ca hüküm bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmanın mümkün olamayacağına…” denmek sureti ile Yargıtay bozma kararlarından sonra ıslah yapılamayacağına karar verilmiştir.
Asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili, Dairemizin yukarıda değinilen eksik incelemeye yönelik bozma ilamı doğrultusunda alınan ek rapordan sonra 04.09.2013 tarihinde ıslah harcını yatırmak sureti ile davasını ıslah etmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ıslahın zamanı ve şekli başlıklı 177. maddesinde ;“ (1) Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir.” ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Tahkikatın Sona Ermesi başlıklı 184. Maddesinde “ (1) Hakim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. (2) Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.” hükümleri yer almaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında Yargıtay bozma ilamından sonra ıslah yapılamayacağı göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre asıl davanın davacısı-birleşen davanın davalısının diğer, asıl davanın davalısı-birleşen davanın davacısı tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 08.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.